Bir babanın gölgesi bile yeter…

Kimi bebeğini kucağına alır almaz, kimi ilk “Babam” sözünü duyduğunda gerçekten baba olduğunu hissetti. Ant Yapı bünyesinde çalışan babalar, bu zorlu ama eşsiz deneyimi anlattılar. Tüm babaların Babalar Günü kutlu olsun…

Ali Atay (Mali ve İdari İşler Müdürü, Ant Yapı’da 24 yıldır çalışıyor)

Ali Atay, 24 yıldır Ant Yapı’da çalışıyor. İlk kızı 2005’te, ikinci kızı ise 2011’de dünyaya gelmiş.  Atay, baba olduğunu ilk kez çocuğunu kucağına aldığında hissetmiş. “O an büyük bir sevgi, sorumluluk ve koruma hissiyle dolup taştım. Bir insanın hayatının bundan sonra sonsuza kadar benim sorumluluğum altında olduğunu hissetmek, gerçekten güçlü bir duyguydu” diyor. Baba olmak onun için, hayatında benzersiz bir anlam ve amaca sahip olmak demek. Birinin hayatını şekillendirebilmek, ona rehberlik etmek ve onunla birlikte büyümek ona göre büyük bir ayrıcalık. Bu süreçte, sevgi, sabır ve anlayış gibi değerlerin önemini daha da fazla kavradığını belirtiyor.

Baba olmanın zor yanları da yok değil elbet. Özellikle uykusuzluk, zaman yönetiminde zorlanmak ve bazı şeylerle başa çıkmak için gereken sabır gibi zorluklarla tüm babaların karşılaşabileceğini belirtiyor. Ancak tüm bunların, çocuğun büyüme ve gelişme sürecinde yaşanan güzelliklerle dengeleneceğini söylüyor ve “Baba olmak, hayatın zorluklarına rağmen yaşamın anlamını ve güzelliğini daha derinden hissetmek demektir” diyor.

Cihan Akcan (Ant Yapı Satış Yönetmeni, Ant Yapı’da 13 yıldır çalışıyor)

Cihan Akcan, 1983 İstanbul doğumlu ve halkla ilişkiler mezunu. 5 yaşında bir kız çocuğu babası. Kızı Alya Nisan Akcan, 2019’da dünyaya gelmiş ve Akcan’ın hayatının en büyük hediyesi olmuş.

Akcan, baba olduğunu gerçekten hissettiği anı şu şekilde anlatıyor: “Alya’nın doğumdan çıktığı ilk an çok özeldi ama evimize geldikten sonra, kucağımdayken parmağımı tuttuğu bir an var, işte o an gerçekten baba-kız ilişkimizin başladığını söyleyebilirim.” Baba olmak onun için sonsuz bir sorumluluk ve motivasyon kaynağı. “Enerjisine yetişememek dışında zor bir yanı yok, her anı çok özel ve güzel” diyor.

Cihan, kızı Alya ile her geçen gün daha yakın, daha sıcak ve daha güçlenen bir bağ kurduğunu görmekten büyük mutluluk duyuyor. “Birlikte çok eğleniyoruz. Ufak anlaşmazlıklarımız tabii ki olabiliyor ama mutlaka anlaşıyoruz sonunda” diyor. Yeni baba olacak kişilere de şu önerilerde bulunuyor: Çocuklarıyla geçirdikleri her ana değer vermeleri gerektiğini vurguluyor.

Gürhan Cihan (Satınalma Müdürü, Ant Yapı’da 15 yıldır çalışıyor)

Ant Yapı ailesinin kuruluşundan beri bir üyesi olan Gürhan Cihan, 23 yaşında yeni mezun bekar bir mühendis olarak başladığı Ant Yapı’da eşini tanımış ve 2001’de evlenmişler. Cihan, 2004 ve 2006 yıllarında doğan kızı Cansın ve oğlu Necdet ile gurur duyuyor; çocuklarının doğumundan sonra hayatının şekil değiştirdiğini ve bu sürecin zor ama bir o kadar da keyifli geçtiğini belirtiyor: “Onların sevgisi ve sorumlulukları, her zaman güçlü olma zorunluluğu doğuruyor; bu da motivasyon anlamında büyük bir şans.” Çocuklarının mutluluğuyla mutlu olmanın ve dertleriyle dertlenmenin çok güzel duygular olduğunu ifade ediyor.

Çocuklarıyla dost olabilmek Gürhan Cihan’ın her zaman en büyük çabası olmuş. Onların ulu önder Atatürk’ün yolunda yürüyecek gerçek birer vatansever olmaları için elinden gelen her şeyi yapmaya özen gösteriyor ve “Her şeyin başı eğitim gerçeğinden hareketle çağdaş bir eğitim almaları için verdiğim uğraş hala devam ediyor” diyor.

Cihan, çocuklarının menfaati adına emin olduğu doğruları dayattığı zamanlarda bazen ters düştüklerini, ancak şu ana kadar hep bir orta yol bulabildiklerini de söylüyor.

Mustafa Gültekin (Radisson Blu Hotel Asia Genel Müdürü, Ant Yapı’da 11 yıldır çalışıyor)

Mustafa Gültekin meslek hayatına 1997’de bankacılık sektöründe müfettiş olarak başlamış ve daha sonra finans ve denetim alanlarında yöneticilik yapmış. Turizmle tanışması ise 2004 yılında Teftiş Kurulu Başkanlığı döneminde gerçekleşmiş. 2007’de Radisson Hotel Group ile çalışmaya başlayan Alptekin’in Ant Yapı ile yolları 2013’te kesişmiş.

Baba olma hikayesini şöyle anlatıyor Gültekin: “31 Ocak 2008 sabahında oğlumuz dünyaya geldi. Mert adam, güzel insan olsun dedik, Yiğit koyduk adını. Çocuğun, hele hele erkek çocuğun annesi ile olan ilişkisi, bağı kıskandıracak nitelikte. ‘Baba’ diyor ama sanki formalite. At mı olmadık, yerlerde mi yuvarlanmadık, kumları eşeleyip çamurlara mı bulanmadık. Her seferinde anne kucağına koşup huzuru orada buluyor. Ne zaman ki ‘Babam’ dedi, işte o zaman ‘Oluyor galiba’ dedim. Başlangıç odur, halen de dahası için çabalıyorum.”

Baba olmanın zor zanaat olduğunu da vurguluyor Mustafa Gültekin. “Okulu yok, kalbin başka, aklın başka diyor. Her şeyden öte sorumluluğu çok büyük; vatana, millete, eşine, dostuna hayırlı bir adam yetiştirmek esas mesele. Süren çabam bu yöndedir. Başarıları elbette gururlandırıyor ancak esas hedef gelecekteki adama şimdiden destek olmak, yön vermek” diyor. Oğluyla ilişkisinden bahsederken de şunları söylüyor: “Dedim ya, mesele iyi insan, dürüst bir adam yetiştirmek. Kalben, aklen ve vicdanen ilerliyorsun, o da seni dinliyor, öğreniyor, yapıyor, yapmıyor. Sonra, kendi kişiliği dümene geçiyor. Sen ne dersen de o kendi doğrusunu arıyor, kendi istediği adama şekilleniyor. Baba adaylarına tavsiye olsun: Bu çatışmaları zaman zaman kaybetmek, evladına kendisini koşulsuz, kaidesiz sevdiğini göstermek önemli.”

Akın Koç (Antwell Suites F&B Müdürü, Ant Yapı’da 6 yıldır çalışıyor)

1986 doğumlu Akın Koç, denizcilik okulunu bitirdikten sonra 2005’te turizm sektörüne geçiş yapmış. Ant Yapı’yla 2018’de, Anthill Bomonti’de başlayan ilişkisi, Antasya’dan sonra şu anda çok mutlu olduğu Antwell Suites’te devam ediyor. Akın Koç, 2015’te Derin’in (9 yaşında), ardından da 2018’de Mehmed’in (7 yaşında) doğumuyla babalık kariyerine başladı!

“Kadınlar hamile kalır kalmaz, erkekler ise ya bebeklerini kucağına ilk aldığında ya da çocukları ilk kez ‘baba’ dediğinde gerçekten baba olduklarını hisseder” derler. Akın Koç, ilk ne zaman gerçekten baba olduğunu hissettiğini şöyle anlatıyor: “Aslında garip bir duyguydu benim için. Ben ilk, eşim telefonla beni arayıp ‘Sana bir haberim var, baba oluyorsun’ dediğinde hissetmiştim.”

Baba olmanın kendisi için ne ifade ettiğini ise şöyle anlatıyor Koç: “Baba olmak benim için stresli ve fedakârlık gerektiriyor. En önemlisi, onlara baktıkça bir amacım olduğunu, onlarla daha fazla vakit geçirmem gerektiğini anlıyorum” diyor.

Çocuklarıyla olan ilişkisini anlatırken, “Derin ve Mehmed büyüdükçe aslında çatışmalarımız oluyor, bunu da oturup konuşarak çözebiliyoruz. Onların hayatında fiziksel ve duygusal olarak yanlarında olmaya eşimle birlikte çok dikkat ediyoruz” diyor.

Yeni baba olacak kişilere önerilerde bulunmasını istediğimizde şunları söylüyor Akın Koç: “Anne en önemlisi bence, duygularında değişiklik oluyor. Bunu unutmamak lazım. İkincisi, bebekler hakkında az da olsa mutlaka bir eğitim almalarını öneririm. Bunun dışında, uykularını yeterince aldıklarından emin olsunlar. Ben bir de evdeki eşyaları bebek geleceği için güvenli hale getirmiştim, bunlar da önemli.”

Sezgin Adalı (Radisson Collection Hotel Bodrum / Fraser Place Anthill Genel Müdürü, Ant Yapı’da 13 yıldır çalışıyor)

Sezgin Adalı, 1973 Bulgaristan doğumlu. 5 yaşındayken Türkiye’ye göç etmişler. Akdeniz Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünde lisans, Victoria Üniversitesi Turizm İşletmeleri İdaresi bölümünde yüksek lisans yapmış. 1992’den beri turizm sektöründe. Şu anda Fraser Place Anthill ve Radisson Collection Bodrum otellerinde genel müdürlük görevini sürdürüyor.

İlk kez 2006’da baba olmuş Adalı. Oğlu Arda Deha şu anda lise sonda, üniversiteye hazırlanıyor. 2011’de ise ikiz kızları Elif Naz ve Ece Nur’la babalık serüveni devam etmiş. “Baba olduğumu ilk kez oğlumu kucağıma aldığımda hissettim. Ancak, gerçek anlamda baba olduğumu anladığım an, ben yurtdışında çalışırken oğlumun görüntülü arama yaparak “Baba, seni çok özledim. Ne zaman döneceksin?” demesiyle oldu. O an, ona duyduğum sorumluluğu daha derin hissettim ve Türkiye’ye dönme kararı aldım” diye anlatıyor.

“Baba olmak, öncelikle büyük bir sorumluluk demek” diyor Adalı ve ekliyor: “Çocuklarınız için sevgi, ilgi ve zaman ayırmak demek. Onların her anında yanlarında olup onları büyütürken rehberlik etmek demek. Zor yanları elbette vardır; ancak çocuklarınızın gelişimine tanık olmak ve onların yanında olmak, bu zorlukları dengeler.”

Çocuklarıyla arasında iyi bir iletişim var. “Onlarla her konuyu açıkça konuşmaya çalışıyoruz ve fikir ayrılıkları olsa bile birbirimizi anlamaya ve saygı göstermeye özen gösteriyoruz” diyor.

Volkan Şimşek (Anthaven Teknik İşler Direktörü, Ant Yapı’da 13 yıldır çalışıyor)

43 yaşındaki Volkan Şimşek, Sakarya Üniversitesi Elektrik Elektronik bölümü mezunu. 2011’den beri Ant Yapı’da birçok projede yöneticilik pozisyonunda çalışmış. 2022’den beri de Ant Yapı’nın Bodrum’daki turizm tesisinin teknik işler direktörü.

Kızı Dora, 2015’te dünyaya gelmiş. Baba olmayı şöyle anlatıyor Şimşek: “Baba olmak gerçekten benzersiz bir duygu. Zor yanlarını bir çırpıda unutuyor insan. Fakat en zor yanı çocuğunuza iyi bir gelecek sağlama kaygısı. En güzel yanı ise benim için çok basit: Elimi tutup gözlerime bakması bile içimi fazlasıyla ısıtıyor. Baba olduğumu gerçekten anladığım an, kızım ilk ateşli hastalık geçirdiğinde oldu. Beni isteyip “Baba” diye sarıldığında, saatlerce kucağımdan inmemişti.”

Şimdiyse kızıyla arkadaş gibi: “Benimle her şeyi konuşabiliyor, bazen eleştirebiliyor bile! Beraber sinemaya, müzeye gidiyor, yemek yiyor ve seyahat ediyoruz. Tabii ki her şey bu kadar pembe değil. Aramızda bazen fikir ayrılıkları olabiliyor, ancak ben dinlemek ve düşüncelerinin doğru olup olmadığını görmesi için fırsat vermek gerektiğini düşünüyorum. Tabii, bir baba olarak, gözüm onun üzerinde!”

Yunus Bektaşoğlu (Ant Yapı İnsan Kaynakları Müdürü, Ant Yapı’da 5 yıldır çalışıyor)

Yunus Bektaşoğlu, Ant Yapı ailesine Radisson Blu Hotel Istanbul Asia’da insan kaynakları uzmanı olarak katılmış. Şu an Ant Yapı Merkez Ofis’te İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapıyor.

2015 yılında oğlu Teoman’ı kucağına almış Bektaşoğlu. Baba olmanın gerçek anlamını ise evden 2 kişi olarak çıkıp 3 kişi olarak döndükleri gün anlamış: “O andan itibaren hayatımın değiştiğini, bir nevi iki kişilik yaşamaya başladığımı fark ettim. Baba olmak, en güzel yanıyla çocuğunuzla güzel anılar biriktirmek ve onun büyüdüğüne tanıklık etmek demek. Ancak baba olmanın zor yanı, dış dünyanın zaman zaman güvensiz ortamında çocuğunuzla ilgili gelecek kaygısı duymaktır. Bu konuda endişelerim ve korkularım var. Ama her zaman onun yanında olmaya çalışıyorum.”

Teoman iletişime açık bir çocuk. Bu nedenle de baba-oğul ilişkileri çok iyi: “Sohbet etmeyi seviyoruz, birlikte müzik dinliyor, Galatasaray maçlarını ve hafta sonları film izliyoruz. Elbette, aramızda zaman zaman fikir ayrılıkları oluyor. İlk zamanlar bunu çözmekte zorluk yaşadım, ancak Dramsız Disiplin isimli kitabı okuduktan sonra iletişimimizde büyük bir iyileşme gördüm.”

Son olarak bir tavsiye veriyor Yunus Bey: “Babalık sabır, enerji ve özveri gerektiren bir süreç. Tavsiyem, bu özelliklere sahip olmayan kişilerin bu konularda kendilerini geliştirmeleri olacaktır.”

Bir cevap yazın