Dün hayal olan, bugün ‘yeni gelecek’ 

Büyük bir hızla gelişmekte olan yeni teknolojilerin gelecek yıllarda hayatlarımızı nasıl şekillendireceği, zihnimizdeki başlıca soru işaretlerinden biri… Yeni dünya düzeninde doğru koşullar bir araya gelir ve her şey olması gerektiği gibi denetlenirse, geleceği daha iyi hale getirmek en büyük şansımız olacak! Yapay zekâ sistemleri çok yakında, inşaat sektörü de dahil olmak üzere pek çok endüstriyi, hatta beslenmemizi ve aile yapımızı bile değiştirecek…

ÖZGE CÜCEOĞLU

COVID-19 gelecek planlarımızı yıkarken adaptasyon ve yanıt verme kabiliyetimizi daha yüksek bir seviyeye çıkarmamız için bizi çok zorladı. Bu dijitalleşme sürecinde 2023’ün yarısını geride bırakırken teknoloji trendleri, yaşam kalitemizi arttırmak, iş süreçlerini verimli hale getirmek ve küresel ekonomik büyümeyi desteklemek için önemli fırsatlar sunuyor. Özellikle yapay zekâ alanındaki gelişmeler ve bu teknolojinin hemen herkesin ulaşabileceği noktaya gelmesi, teknoloji dünyasının yakın geleceğinde neler olabileceğine dair ipuçları veriyor.

2023 ve sonrasında önemli teknoloji trendleri

Gelecek yılların teknoloji trendleri yapay zekâ, metaverse ve sentetik biyoloji etrafında toplanıyor. Artık DNA’ların özel yazılımlarla amaca uygun olarak dizilip kolaylıkla düzenlenebileceği, beslenmemizi ve hatta aile yapılarımızı kökten değiştirecek bir geleceğe hazır olun…

Gelecek birkaç yıl içinde yapay zekâ yönetiminin inşaat sektöründe de yer alması kaçınılmaz olacak.

Yapay zekâ (AI) her yerde 

Son 10 yılda oldukça yol kat edilen yapay zekâ günümüzde; görüntü ve konuşma tanıma, araç paylaşım uygulamaları, Siri ve Alexa gibi sesli mobil asistanlar, navigasyon uygulamaları ve diğer çeşitli uygulamalardaki varlığıyla tanınıyor. Yapay zekâ sistemleri veritabanı ve pratik konusunda geliştikçe, kendi kararlarını alabilecekleri bir döneme doğru gidiyoruz.

Yapay zekânın bir alt kümesi olan makine öğrenimi (ML) çok çeşitli endüstrilerde kullanılıyor ve bu da kalifiye işçi alanında bir artışa neden oluyor.

Eğlence, tıp, temassız ve otonom alışveriş, perakende sektörü, ulaşım, havaalanı, trafik, turizm, eğitim, e-ticaret, bankacılık, müşteri hizmetleri, akıllı şehirler derken gelecek birkaç yıl içinde yapay zekâ yönetiminin inşaat sektöründe de yer alması kaçınılmaz olacak. Bu alanda kullanılabilecek teknolojiler arasında otomatik kontrol sistemleri, sensörler ve robotlar gibi araçlar yer alırken yapay zekânın inşaat sürecindeki hataları azaltarak maliyetleri düşürmesi ve zaman tasarrufu sağlaması bekleniyor. Bunun yanı sıra inşaat projelerinin planlanması ve yönetilmesinde, inşaat malzemelerinin ve yapı elemanlarının kalitesini kontrol etmede, iş kazalarının önlenmesinde kullanılacak; yapay zekâ ile entegre edilmiş proje yönetim yazılımları, daha akıllı ve daha verimli bir proje yönetimi sağlayabilecek. 

Web3te ilerleme

2014’te Ethereum’un kurucu ortağı Gavin Wood tarafından kullanılan Web 3.0’ün temelini Blockchain (blok zinciri) ve yapay zekâ kavramları oluşturuyor. Metaverse evreniyle de ilişkilendirilen Web 3.0, günümüzde güvenlik ve merkeziyet sorunlarının çözülebilmesi için ortaya atıldı. Merkeziyetsiz platformlar ile tekelcilik faaliyetlerini en aza indirgemeyi hedefleyen Web 3.0, Blockchain teknoloji sayesinde güvenlik konusunda oldukça iddialı.

Kripto para, NFT, DeFi, dApp ve Cross-chain gibi kavramların oluşmasında rol oynayan Web 3.0, birbirimizle paylaştığımız verilerin üçüncü kişilere ulaşmasının da önüne geçiyor. Kısacası, bu teknolojide kullanılan yüksek güvenlikli yazılımlar sayesinde kişisel verilerimizi saklamak için hiçbir merkezi otoriteye ihtiyaç duymuyor, onları kendimiz kontrol edebiliyoruz. 2009’da Bitcoin ile ortaya çıkan kripto para sektörü, günümüzde en çok tercih edilen yatırım araçları arasında yer alıyor. Şirketler daha merkezi olmayan ürün ve hizmetler ürettikçe Blockchain teknolojisi de 2023 ve sonrasında önemli ölçüde ilerleyecek. 

Ancak Web 3.0’ın yeni bir güvenlik açığı yaratıp yaratmayacağı da bir başka tartışma konusu. Çeşitli sosyal mühendislik saldırılarıyla dijital cüzdanlarımızın kopyalanması riski hâlâ var. Bu durum ise kaçınılmaz olarak akıllı sözleşmelerdeki yasal açıkların giderilmesi ihtiyacını doğuruyor. Değiştirilemez tokenler (NFT’ler) ise yeni yılda daha kullanışlı ve pratik hale gelecek.

Mimarlar ve mühendisler, sanal bina modelleri oluşturmak için VR ve AR kullanabiliyor.

Metaverse, AR,VR 

Metaverse ile birlikte doğrudan Arttırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) teknolojilerindeki gelişim hızı artacak. Kullanıcısını yeni bir ortama sokmak gibi büyük bir vaadi gerçekleştirebilen sanal gerçeklik ve mevcut ortamın gelişmesini sağlayan artırılmış gerçeklik uygulamaları, eğlence sektöründen askeri eğitimlere kadar uzanan geniş bir alanda kendine yer bulmuş durumda. 

Sanal Gerçeklik (VR), bilgisayar teknolojilerini kullanarak fiziksel dünyanın gerçekçi bir ortamını yaratmakla ilgilenirken, Arttırılmış Gerçeklik (AR) bilgisayar tarafından oluşturulan öğeleri kullanarak ortamı geliştirmekle ilgileniyor. 

Mimarlar ve mühendisler, binaları gerçek dünyada inşa etmeden önce sanal bina modelleri oluşturmak için VR ve AR kullanabiliyor. Otomotiv endüstrisinde de sanal gerçeklik uygulamaları, mühendislerin yeni modellerin tasarım ve yapımını denemelerine olanak tanıyor. Çok yakın gelecekte metaverse’te kullanılan sanal gerçeklik, arttırılmış gerçeklik ve dijital ikiz teknolojileri, tıpta da cerrahi ile ilgili uygulamalar için yeni fırsatlar getirecek.

Dijital ikiz teknolojisi

Forbes dergisine göre, bundan sonra fabrikalardan makinelere, arabalara ve hassas sağlık hizmetlerine kadar daha da fazla ‘dijital ikiz’ teknolojisi göreceğiz.  Gerçek zamanlı verilerle güncellenen dijital ikizler, fiziksel bir nesnenin dijital kopyasıdır. Bu, 3 boyutlu ve eylemlerinize gerçek zamanlı olarak yanıt veren dinamik içeriklerle etkileşim kurmanızı sağlar. Bu sanal ortamda, gerçek dünya koşullarını, senaryolarını ve aklınıza gelebilecek her durumu etkili bir şekilde simüle edebilir ve mobil cihazlar, bilgisayarlar ve arttırılmış, karma ve sanal gerçeklik (AR, MR, VR)  dahil herhangi bir platformda sonuçları anında görselleştirebilirsiniz. 

Yakın gelecekte Nesnelerin interneti (IoT) teknolojisinin yaygınlaşması, dijital ikiz teknolojisinin de büyümesini hızlandıracak.

Dünyadan dijital ikiz kullanımları: 

  • Güneş enerjisi mühendisleri rüzgâr türbininin bir dijital ikizini geliştirdi. Bu da türbinin dönmesini ve kendini rüzgâra göre pozisyonlamasını sağlıyor.
  • Her saniyenin önemli olduğu Formula 1 otomobil yarışlarında performansları iyileştirmek için dijital ikiz teknolojisi kullanıldı.
  • Singapur, Las Vegas, Londra, Mannheim da dijital ikiz şehirler arasında. Fiziksel ve dijital şehirlerin akıllı geri bildirimi sayesinde, gelecekteki sürdürülebilir kalkınma için bir kentsel planlama ve inşa modeli sunuluyor. 

ABI Research, 2025’e kadar 500’den fazla şehrin dijital ikiz teknolojisini benimseyeceğini, 2030 yılına kadar şehir planlamacılarına 280 milyar dolar tasarruf sağlatacağını tahmin ediyor.

  • Dijital ikiz teknolojisi bireyin genomik yapısını, fizyolojik özelliklerini ve yaşam tarzını kişiselleştirilmiş ilaç oluşturmak için modellemek üzere de kullanılabilecek.

Nesnelerin interneti (Internet of Things- IoT) ve akıllı şehirler

2023’te bağlantılı nesne sayısının artması, nesnelerin interneti teknolojisinin gelişmesinde önemli rol oynuyor. Akıllı şehirler; nesnelerin interneti (IoT) cihazları, yazılım çözümleri, kullanıcı arayüzleri (UI) ve iletişim ağlarının bir kombinasyonunu kullanıyorlar. Bu iletişim kurabilen ve veri alışverişi yapabilen araçlar, sensörler veya ev aletleri gibi bağlı cihazlardan oluşan bir ağ. Bu cihazların bağlantısı ve veri analizi, fiziksel ve dijital şehir öğelerinin bir arada toplanmasını kolaylaştırıyor, böylece hem kamu hem de özel sektör verimliliğini arttırıyor, ekonomik faydalar sağlıyor ve vatandaşların yaşamlarını iyileştiriyor. Örneğin trafik ışıkları, trafik sıkışıklığını izleyerek trafik akışını optimize edebiliyor. 

IoT cihazları aynı zamanda, ‘Edge computing’ olarak adlandırılan işleme yeteneklerine sahip. Bu hesaplama paradigması, iletişim ağı üzerinden sadece en önemli ve ilgili bilgilerin iletilmesini sağlıyor.

Nano teknoloji ve gen düzenleme

Nanoteknoloji ile gelecekte malzemeyi, bitkiyi hatta insanı düzenleyerek değiştirebileceğimiz bir dünyada yaşayacağız. Nanoteknoloji en temel açıklamasıyla, çok küçük boyuttaki malzemelerin işlenmesi anlamına geliyor. Nano çipler; bilgisayar, akıllı telefon ve tablet gibi her türlü teknolojik aletin içerisine yerleştirilebiliyor. 

Günümüzde gen düzenleme üzerine gerçekleştirilen araştırmaların çoğu, hücreleri ve hayvan modellerini kullanarak hastalıkları anlamak için yapılıyor. İnsan genlerini değiştirmek için CRISPR-Cas9 gibi teknolojileri kullanan gen düzenlemeleri ise birkaç yıldır zaten var. 

Kuantum teknolojileri 

Bu teknoloji, bilgisayar teknolojisinin temeli olan 0 ve 1 makine kodları yerine, nesnenin olasılıklarına dayalı olarak hesaplamalar yapar. Öte yandan bu teknoloji ile geliştirilen bilgisayarlar, normal bilgisayarlardan çok daha hızlıdır.

Bir kuantum teknolojisi alt kolu olan kuantum bilişimi yeni ilaç ve aşı keşfinde, uzaktan sağlık, bankacılık ve finansta kredi riskini izlemek, yüksek frekanslı ticaret yapmak ve dolandırıcılığı tespit etmek için kullanılıyor.

Kuantum bilişiminde güçlü olan herhangi bir ulus, diğer ulusların, işletmelerin, güvenlik sistemlerinin ve daha fazlasının şifrelemesini kırabilir. ABD, İngiltere, Çin ve Rusya gibi ülkeler gelişmekte olan kuantum bilişim teknolojisine para akıtırken bu, 2023’te dikkatle izlenmesi gereken bir trend oldu. 

Yeşil enerji 

Dünyanın karşı karşıya olduğu iklim krizi ve karbon emisyonlarının frenlenmesi için sıfıra yakın sera gazı emisyonu üreten, yeni bir enerji kaynağı olan yeşil hidrojen konusunda ilerlemenin devam etmesi bekleniyor. Avrupa’nın iki büyük enerji şirketi olan Shell ve RWE bu alanda ciddi bir yatırım yapmış durumda. Hidrojenin yanında yenilenebilir enerji alanları olan güneş, rüzgar gibi enerji türlerinde de ilerlemelerin hızla devam ettiğini göreceğiz.

İnsansı robotlar 

İnsansı robotlar, gerçek dünyada hizmet sektöründe, otellerde ve sağlık sektöründe karşımıza çıkacak. Ayrıca üretim ve lojistik alanında da insan-robot birlikteliğini daha sık görmeye başlayacağız.

Otonom sistemler

Birçok fabrika ve depo şimdiden kısmen veya tamamen otonom hale gelmiş durumda. Yakın gelecekte daha fazla sürücüsüz otomobil, gemi ve teslimat robotlarıyla karşılaşacağız. Özellikle otomotiv sanayisi bu gelişimden en çok etkilenenlerden biri olacak. Sürücüsüz ya da otonom otomobillerin yakın gelecekte eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik, sosyal ve çevresel bir değişime yol açacakları düşünülüyor. 

Sağlıkta da yenilikleri takipteyiz

Teknolojinin en çok yararlanıldığı alanlardan biri de sağlık. Örneğin bir akıllı saatten bir bireyin yaşam tarzı hakkında bilgi alma potansiyeli sağlık uzmanlarına, bir hasta herhangi bir semptom göstermeden önce olası tıbbi sorunları tahmin etme ve hatta tedavi etme yeteneği veriyor. Ant Yapı olarak sağlık konseptli otelimiz Antwell’de de teknolojik yenilikleri takip ediyoruz. Şu an örneğin Antwell’in tüm odalarından aşağıdaki revir bölgesine bağlantı bulunuyor. Acil bir durumda tek tuşla revirdeki hemşireye bağlanılabiliyor. Ayrıca tüm bina, havuz dahil tam bir ‘engelsiz’ yapı.

Gelecek yıllar için izlenmesi gereken teknoloji trendleri:

  • Sesli arama: Google Asistan ve Siri’nin günlük görevleri yerine getirirken sesin gücüyle uygulamalara entegrasyonu bizi çoktan ele geçirmiş durumda.
  • Doğal dil işleme (NLP – Natural Language Processing): E-ticaret sektörü; müşteri etkileşimi oluşturmak, göz atma modellerini ve alışveriş eğilimlerini analiz etmek için NLP ve makine öğrenimi yöntemlerini giderek daha fazla kullanacak.
  • Yüz tanıma: Yakın gelecekte bir kişinin sadece yüzünü tanıtarak binalara giriş yapması, resmi işlerini daha kolay halletmesi ve ATM kullanması yaygınlaşacak.
  • Otomasyon: Robotik, makine öğrenimi ve yapay zekâ ile harmanlanan otomasyon süreçleri, yiyecek / içecek, medikal ve müşteri hizmetleri gibi birden fazla sektördeki hizmet veya servisleri kapımıza daha kolay ve otomatik bir şekilde getirecek.
  • Big Data: Makineler ve insanlar arasındaki sürekli artan etkileşim miktarıyla yanımızda taşıdığımız cihazlar devasa bir veri deposu. Bu büyük veriler, işletmelerin daha iyi hizmet sunabilmek için anlamlı bilgi ve içgörüye dönüştürülmeyi bekliyor.
  • Chatbots (Sohbet robotları): Business Insider tarafından hazırlanan bir rapora göre, 2019’da 2.6 milyar dolar değerinde müşteri iletişimini daha kişisel ve akıllı hale getiren chatbot pazarının 2024’e kadar 9.4 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bir cevap yazın