Her şeyin başı sağlık

BAŞKANIN MESAJI

Sağlık, vücutları sağlam olanların başına konmuş bir taçtır, onu sadece hastaların gözü görür.” Hz. Muhammed sağlığın önemini böyle anlatmış…

“İki şeyin değerini elden gitmeden anlamak zordur, birisi sağlık öteki gençlik.” Bir şeyleri kaybedince geri gelmesinin zorluğundan bahsetmiş Hz. Ali…

“Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…” Yüzyıllar önce sağlığın önemini bu sözler ile vurgulamış Kanuni Sultan Süleyman.

Asırlar geçse de değişmeyen tek şey sağlık, sağlıklı olabilmek ve sağlıklı kalabilmek. Mutlu olmanın, mutluluğu hissetmenin, hayal kurabilmenin, bazı planlar yapabilmenin ve daha birçok şeyin sağlıklı olunursa hayat bulabileceğini anlıyoruz. Sağlığımız yerindeyken birçok şeyi dert edip üzülebiliriz ancak sağlıkla ilgili bir sorun yaşandığında işte o zaman bütün dertler, tasalar her şey gözümüzde küçülür gider…

Hastalıklar belki de insanoğlunun en büyük sınavlarında biridir. Veba, kolera, çiçek gibi hastalıklar yüzyıllardır dünyamızı uğraştırmış yüz milyonlarca insanın canına mal olmuştur. Bunların başında 14’üncü yüzyılda Asya ve Avrupa’da yayılan ‘veba salgını’ gelmekte, daha sonra Amerika’ya kadar yayılan çiçek hastalığı, yanında kolera ve en son bilinen büyük salgın 20’nci yüzyıl başlarında yaşanan ‘İspanyol gribi’…

Özellikle İspanyol gribine bir parantez açmak istiyorum ki, o yıllar tam da 1’inci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşımızın başlangıç zamanlarına denk geliyor. 1917-1919 yılları civarında en ağır şekilde süren bu salgın sırasında kahraman Türk orduları Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Arap yarımadasına kadar birçok cephede savaşıyor…O günün koşullarında hem görünmeyen düşman mikroplar ile hem de görünen istilacı emperyalist güçler ile mücadele!

Atalarımızın ne büyük insanlar olduğunu bu pandemi sebebi ile bir kez daha anlamamıza sebep oluyor… Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk de Kurtuluş Savaşımızı başlatmak için ilk adımı atacağı o zor günlerde bir de bu hastalığa yakalanmış ve hızlı bir tedavi sonrasında bu belayı da atlatarak hiç dinlenmeden 19 Mayıs 1919’da Anadolu’daki o büyük kurtuluş yürüyüşüne başlamıştır…

Avrupa’yı kasıp kavuran hem İspanyol gribi hem de 1’inci Dünya Savaşı’nın olduğu 20’nci yüzyıldan tam 100 yıl sonra bugün bilim ve teknoloji bu kadar ilerlenmesine rağmen maalesef 2020 yılının başından bu yana yaşadığımız salgının adı Covid-19 oldu. Dünyamız inanılmaz günler geçirmekte tıp bilimi bu kadar gelişmiş olmasına rağmen yine müthiş bir virüs ile karşı karşıyayız… Çin’de başlayan bu salgının müthiş bir hızla yayılarak adeta ulaşmadığı yer kalmadığını görmekteyiz. Burada en büyük etkenin globalleşme olduğunu söylemek mümkün…

Türkiye bu salgından en çok etkilenen ülkelerin başında gelmekte ve her gün çevremizde çok yakın tanıdıklarımızda yeni vakalar görmekteyiz. Doktorlarımızca anlatılan sıkı tedbirlere uymanın şart olduğunu ve şakasının olmadığını artık iyice anlamış olmalıyız… Bu arada ekonomik gereksinimler sebebiyle hayatın devam ettiği bir gerçek, bu bağlamda tüm dünyada birtakım tedbirler alınarak üretim devam ettirilmeye çalışıldı.

Böyle bir ortamda biz Ant Yapı olarak tüm bu zorluklara rağmen her türlü tedbiri alarak Türkiye’nin yanı sıra bulunduğumuz Rusya, İngiltere ve Amerika pazarlarında da hız kesmeden, üretmeye devam ediyoruz… Neyse ki son haberlere göre aşı çalışmaları son safhaya geldi ve yüreğimize bir nebze su serpildi diyebiliriz. Aşı uygulamaları başlamasıyla bu salgının son bulacağını umut ediyor, insanoğlunun ortak derdi olan bu virüsü de en kısa sürede yeneceğine inanıyoruz. Özellikle sağlık çalışanları başta olmak üzere bu süreçte canla başla çalışan tüm ilgilileri kutluyoruz.

Yeni yıla gireceğimiz bu günlerde hasta olanlara şifa dilerken, tüm insanlığa doğal afetlerin ve salgın hastalıkların son bulduğu sağlıklı, mutlu, huzur dolu bir 2021 yılı diliyoruz…

Mehmet Okay
Yönetim Kurulu Üyesi

Bir yanıt yazın