Koltuk seyyahları için yeni rotalar

Her fırsatta yeni yerler keşfetmeye çıkanlar için pandemi süreci oldukça çok zorlu geçti. Hâlâ da pek çok seyahat tutkunu yolculuk yapmak konusunda tereddütlü… Siz de risk almak istemeyen milyonlarca ‘koltuk seyyahı’ndan biriyseniz, güvenle gezebileceğiniz dijital rotaları listeledik.

Uluslararası danışmanlık şirketi KPMG’nin anketine göre hâlâ dünyada beş kişiden üçü seyahat etmek konusunda kendini hazır hissetmiyor. 12 ülkeden 70 bin kişinin yanıtladığı anket ‘koltuk seyahatlerinin’ popülerliğini koruyacağını gösteriyor. Nitekim pek çok ülkenin sınırları hâlâ kapalı, seyahat koşullarını esnetenler de karantina ya da test şartı koşuyor. Tabii bu durum gerçek bir seyahat tutkununu kolay kolay yıldıramaz. İnteraktif geziler, sanal deneyimler, dijital turlarla istediğimiz anda dünyanın istediğimiz yerine gidebiliriz. İster sanat ister korku ister ekstrem spor tutkunu olun, bu listede mutlaka kendinize göre bir tur bulacaksınız.

1-80 dakikada devri âlem

Google Earth üzerinden sokak görünümüyle Aruba’dan Hong Kong’a, oradan hop Kadıköy’e saniyeler içinde ulaşabilirsiniz. Ayrıca ülkelerin turizm ofislerinin hazırladığı 360 derece turlarla Çin Seddi’nde yürümek; Stonehenge’de günbatımını, Alaska’da kuzey ışıklarını izlemek; Marlon Brando’nun Fransız Polinezyası’ndaki adası Tetiaroa’yı görmek mümkün… Türkiye’yi de webcam’ler üzerinden gezebilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘İstanbul’u seyret’ sitesinde olduğu gibi pek çok belediye şehir kameralarının görüntülerini paylaşıyor. WindowSnap’se dünyanın bir köşesindeki pencereden şehri izlemenize imkân tanıyor.

2-İnteraktif deneyimler

Tatilde şehir şehir, sokak sokak dünyayı gezmeyi değil de, otelinde sakince günün keyfini çıkarmayı isteyenler için de seçenekler var: Şeflerden yemek atölyeleri, kokteyl tarifleri, canlı yoga sınıfları, otel turları… Örneğin Ocho Rios’taki Jamaika Inn Hotel, yemek, yoga, canlı müzik yayınları yapıyor. Meksika’daki Chablé Hotels ise sağlık merkezindeki dersleri canlı yayınlıyor. Daha kişiselleştirilmiş bir deneyim arıyorsanız, 20 yıllık turizmci Tracy Turberfield kameralar aracılığıyla sizi Karayipler’de bir limandan kalkan tekneye bindiriyor, bu gezi sırasında yerel yemeklerin yapılışını, Antigua’da günbatımını izlemenizi sağlıyor.

3-Heyecan sevenler buraya gelsin

En ünlü gemi batıklarından biri olan Titanic’e tüple dalmak mı istersiniz yoksa Amsterdam’ı bisikletle boydan boya kat etmek mi? Online turlar sadece kültür değil heyecan arayanları da mutlu ediyor. Üstelik eğitim almanıza ya da tehlikeye atılmanıza gerek yok. YouTube’da gemi batıklarının içini, Google Street View’le Büyük Kanyon’daki yürüyüş parkurlarını, Google Maps’le Everest’i keşfedebilirsiniz. Niagara Şelalesi’nin sesini dinlemek, Kenya’da safariye katılmak, okyanusta yunuslarla yüzmek, ulusal parkları dolaşmak hiç de zor değil. Japonya, Norveç, Peru, Karadağ, ABD ve İngiltere’yi sanal tren turuyla gezmek ayrı bir heyecan.

4-Gece gece mezarlık gezelim

Heyecan denildiğinde ekstrem sporlar size yetmiyor; illa tüyler ürpertici bir deneyim peşinde koşuyorsanız Romanya’da Bram Stoker’ın ‘Dracula’nın evi’ için ilham aldığı Bran Şatosu’nu gezmeye ne dersiniz? 14. yüzyılda inşa edilen şatonun koridorlarında, odalarında gezebilirsiniz. Bu sizin için yeterince ürkütücü değil mi? O halde Çernobil’in terk edilmiş tesisi, Paris’in kurukafalarla süslü yeraltı mezarları, Japonya’daki ‘perili’ evler, New Orleans’ın Lafayette Mezarlığı, Pennsylvania’daki Pennhurst Akıl Hastanesi de seçenekleriniz arasında… Siz nereyi görmek istediğinizi arama motoruna yazın sanal turu karşınıza çıkacaktır mutlaka…

5-Sanat için seyahat edin

Müzeler daha önce de sanal sergi yapıyordu ama pandemi başladığından bu yana pek çok müze iyice ‘dijitalleşti’. Belki Paris’teki Louvre, Londra’daki British Museum, New York’taki Metropolitan Museum of Art gibi ünlü müzeleri gezme fırsatınız olmuştur. Olmadıysa, şimdi tam sırası… Google Art& Culture’da biraz gezinin. St. Petersburg’daki Erarta, Oslo’daki Munch Müzesi, Bangkok’taki MOCA’nın koridorlarında dolaşın. Ünlü sarayları ve şatoları da mutlaka görülecek yerler listenize almayı unutmayın.

6-Dünya yetmezse uzaya çıkın

NASA’nın gerçekten inanılmaz sanal turları var. NASA’nın merkezini gezmek, bugüne kadar yapılmış en güçlü uzay teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu’nu deneyimlemek, laboratuvarda dolaşmak serbest. Ayrıca NASA’nın sanal stratosfer turu, ayı turlamanız için Apollo13’ten çekilen ultra HD görüntülerle hazırladığı filmi, Google Art & Culture’daki Uluslararası Uzay İstasyonu’nun içini gösteren 360 derece görüntüler ve Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan dünyayı izlemek çok etkileyici, tavsiye ederiz.

7-Yerden bile kalkmadan uçakla Roma’yı, Paris’i görün

“Bana evden dünyayı gezmek yetmez” diyorsanız, bakın havayolu şirketleri ne tür hizmetler sunuyor… Avusturalya’nın en büyük havayolu şirketlerinden Qantas, Sydney’den kalkıp 7 saat sonra tekrar Sydney’e inen uçuşu duyurduğunda, 4.700 ile 22.700 lira bandında satılan biletler 10 dakika içinde tükendi. Japonya’da First Airlines New York, Roma, Paris gibi istikametlere ‘sanal gerçeklik uçuşları’ düzenliyor: Bir uçağın içine biniyor, uçak yemeğinizi yiyor ve görmek istediğiniz şehri ‘gökyüzünden’ izliyorsunuz.

Uçuş değil ama uçak yemeklerini özleyenler de düşünülmüş. Tayvanlı EVA havayolları yolculara üç Michelin yıldızlı şef Motoke Nakamura’nın menüsünü sunarken, Royal Brunei Havayolu ‘dine & fly’ (ye ve uç) hizmeti sunuyor. İsviçre merkezli catering şirketi Gate Gourmet, Avusturalya’da uçak menülerini online olarak satışa çıkardı. Alıp evde mikrodalgada ısıtıp yiyebiliyorsunuz. Malezya’daki Air Asia ise menülerini bir alışveriş merkezinde satmaya başlamış. Bakalım havacılık şirketleri daha hangi çılgın hizmetlerle karşımıza çıkacak?

 

Bir cevap yazın