Bu sezon kadın takımlarımız üç farklı branşta Avrupa’nın zirvesine çıktı. Voleybolda, basketbolda ve hentbolda gücümüzü dünyaya gösterdik.
MİTHAT KORAY
Türkiye’de kadınların çilesi bir türlü bitmiyor. Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin sonu ne yazık ki gelmiyor. Bir yandan da erkeklerle eşit haklara sahip olmak için mücadele etmeleri gerekiyor. Spor, kadınların pes etmeyen yapılarıyla seslerini duyurdukları, başarıdan başarıya koştukları alanların başında geliyor. Bu sezon kadın takımlarımız üç farklı branşta Avrupa’nın zirvesine çıktı.
Kadın takımlarımızın görkemli sezonunda ilk kupa basketbolda geldi. Fenerbahçe, EuroLeague’in en büyük favorilerinden biriydi. Ama akıllarda hep ‘ya yine olmazsa’ endişesi vardı. Çünkü bundan önce bu organizasyonda 8 kez Final Four’da yer almış, dört kez finalde kaybetmişti. Buna karşın kulüp küsmedi, pes etmeden yoluna devam etti.
Sarı-lacivertliler, bu sezon EuroLeague’de grubunu lider tamamladı. Çeyrek finalde Macar temsilcisi Sopron’u eleyerek adını son 4 takım arasında yazdırdı. Çekya’nın ev sahipliği yaptığı Final Four’da İtalya’nın Beretta Famila Schio takımını yenerek final biletini alan Fenerbahçe’nin önünde şampiyonluk için bir adım kalmıştı. Sarı-lacivertlilerin kupayla arasındaki tek engel, bir başka Türk takımıydı. Henüz 2017’de kurulan Mersin Yenişehir Belediyesi Çukurova Basketbol Spor Kulübü, tıpkı Fenerbahçe gibi grubunu lider tamamladı. Çeyrek finalde İspanya’dan Bourges’i eleyerek dörtlü finale geldiler. Yarı finalde ise ev sahibi ülkenin temsilcisi USK Praha’yı devirerek şampiyonluk mücadelesi için parkeye çıkmaya hak kazandılar.
16 Nisan’da oynanan final Türkiye ve kadınlarımız açısından bir gurur tablosuydu adeta. İki temsilcimiz kadın basketbolunda kulüpler düzeyinde Avrupa’nın en büyüğü olabilmek için sahadaydı. 40 dakika sonunda sevinen Fenerbahçe Alagöz Holding oldu. Sarı-lacivertliler nihayet şeytanın bacağını kırmış ve çok arzuladığı kupayı havaya kaldırmıştı.
Kazanılan kupalar binlerce kız çocuğuna ilham veriyor ve kadın sporcu havuzumuz genişliyor.
Basketbolun ardından bu kez hentbolda geldi şampiyonluk. Hepsi değerli elbet ama bu başarı kadınlarımızın zaferleri arasında özel bir yere sahipti. Çünkü bu branşta ilk kez bir temsilcimiz Türkiye’ye Avrupa kupası getirdi. Hentbolda sadece 3 yıllık bir mazisi olan Antalya Konyaaltı Belediyesi, EHF Avrupa Kupası’nda sırasıyla Yunanistan, Ukrayna, Portekiz, Türkiye (İzmir BBSK), Slovakya temsilcilerini yenerek İspanyol ekibi Guardes ile şampiyonluk için oynama hakkını elde etti. Finalin ilk ayağını deplasmanda 23 -17 kaybeden ‘Mavi Kelebekler’ lakaplı temsilcimiz, rövanşı seyircisinin de büyük desteğiyle 33-20 kazanarak tarihi bir başarıya imza attı.
BU SEFERKİ BAŞKA OLDU!
Ve sahneye son olarak olağan şüpheliler çıktı. Türkiye’nin en başarılı olduğu spor dalı kadın voleybolunda başarılara alışmıştık. Ama bu kez çok daha özel bir hikâye yazıldı. Şampiyonlar Ligi’nde sezon başlarken en büyük favoriler arasında temsilcilerimiz VakıfBank, Eczacıbaşı Dynavit ve Fenerbahçe Opet ile İtalyan takımları Imoco ile Novara gösteriliyordu. Nitekim bu takımlardan dördü engelleri aşarak son dört arasına kaldı. Ve ne mutlu ki üç ekibimiz de yarı finalistler arasındaydı. Eczacıbaşı Dynavit, yarı finalde Ebrar Karakurt’un formasını giydiği Novara’ya üstünlük sağlayarak final biletini kaptı. Diğer eşleşmede ise büyük mücadele yaşandı. Fenerbahçe Opet, ilk maçta VakıfBank’ı 3-0 yenerken, rövanşı kazanan aynı skorla Guidetti’nin öğrencileri oldu. Altın sette rakibini geçen VakıfBank final vizesini aldı. Böylelikle Kadınlar Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk kez iki takımımız şampiyonluk maçı oynamaya hak kazandı. Torino’daki tarihi finalde rakibini 3-1 yenen VakıfBank, 6’ncı kez Avrupa’nın en büyüğü olurken, Eczacıbaşı Dynavit de Cumhuriyet’in 100’üncü yılındaki bu anlamlı karşılaşmanın içinde olmanın haklı gururunu yaşadı.
Başta da belirttiğimiz gibi kadınlar ülkemizde ne yazık ki hak ettikleri değeri görmüyor. Buna karşın başta spor olmak üzere hayatın pek çok alanındaki başarılarıyla adeta sisteme isyan ediyor ve ‘biz buradayız’ diyorlar. Elbette ki gelen başarılarda yabancı oyuncuların da mühim katkısı var. Ancak kazanılan kupalar binlerce kız çocuğuna ilham veriyor ve kadın sporcu havuzumuz genişliyor. Kaliteli isimlerle beraber oynamak bizim sporcularımızı da geliştiriyor, milli takımlara da olumlu yansıyor. Bize de bu mutlulukları yaşatanlara teşekkür etmek, ‘spor kadınlarla daha güzel’ demek düşüyor.