Aspat’tan yüzerek bile ulaşılabilecek mesafedeki Yunan Adası Kos ve hemen ona komşu olan Kalymnos ve Leros, bu sayıdaki seyahat duraklarımız. Sıcakkanlı insanları, tarihi, doğası ve turkuaz deniziyle size çok tanıdık gelecek.
12 Yunan adasından biri olan Kos, Bodrum’a sadece 8 mil uzaklıkta. 400 yıl boyunca Osmanlı’nın egemenliğinde kalmasından ötürü İstanköy olarak da biliniyor. Ant Yapı’nın rüya projesi Anthaven’a tekneyle 10-15 dakika uzaklıkta. Yaklaşık 50 bin nüfuslu ada, nisan ayından ekime kadar yaklaşık 1.5 milyon ziyaretçi ağırlıyor. 290 km’lik yüzölçümüne sahip adanın sahil şeridi ise 112 km uzunluğunda. Adanın her tarafından denize girmek mümkün.
Yine de Lambi, Kamel, Marmara, Tingaki ve Kardamena plajları en popüler adresler. Su sporlarının yaygın olduğu bu plajlarda jet-ski, rüzgar sörfü ve para-sailing yapılabiliyor.
Muhteşem denizi ve doğasıyla ziyaretçilerini büyüleyen Kos’ta gezilecek çok yer var. Osmanlı’dan önce de Roma ve Venedik egemenliğinin uzun yıllar hüküm sürdüğü Kos’ta ilk yerleşim milattan önce 11. yüzyıla kadar uzanıyor. Adada Agora gibi antik kalıntıların yanı sıra, Osmanlı döneminden kalma merkezdeki Hacı Hasan Cami görülmeye değer tarihi yapılardan biri.
Kos’un merkezine 5 kilometre uzaklıktaki Asklepion antik yerleşimi de ziyaret edilmesi gereken duraklardan. Tarihte bilinen ilk doktor olarak kabul edilen Antik Çağ hekimi Hipokrat’ın burada yaşadığına inanılıyor. Asklepion’da, Hipokrat’ın da hekimlik yaptığı yaygın olarak kabul görüyor. Asklepion’lar, Antik Yunan ve Roma’da tıp ve sağlık tanrısı Asklepios’a adanmış tapınaklar. Bu bahsi Hipokrat Ağacı’ndan da söz etmeden kapatmak olmaz. Hipokrat’ın, bu kadim ağacın altında ders verdiğine inanılıyor.
KOS’UN BİZDEKİ ADI İSTANKÖY. ANTİK ÇAĞ HEKİMİ HİPOKRAT’IN YAŞADIĞI ADADA, OSMANLI’DAN ROMA’YA PEK ÇOK UYGARLIKTAN İZLER VAR.
St. Jean şövalyelerine ait 14. yüzyıldan kalma Şövalye Kalesi, adanın bir başka ilginç yapısı. Ada, uzun yıllar boyunca St. Jean Şövalyeleri’nin merkeziymiş. Kale de bu dönemden kalma bir tarihi eser. Şövalye Kalesi, Bodrum Kalesi’nin tam karşısında konumlanıyor. Antik tarih yolculuğuna Kos Arkeoloji Müzesi’ni, Roma Evi’ni ve adanın sembolü sayılan Hipokrat’ın heykelinin olduğu Eleftarias Meydanı’nı da eklemenizi öneririz.
Ege Denizi’nin turkuaz mavisiyle çevrili Kos, leziz yemekleri, geniş ve bereketli ovaları, ılık rüzgârı, etkileyici florası, sıcakkanlı insanları ve sempatik mimarisiyle oldukça tanıdık, oldukça bizden. Öyle ki Kos’un ünlü dondurmalı frappe’si için girdiğiniz bir kafeyi Türklerin işlettiğini öğrenirseniz şaşırmayın.
Ada turu yapmak için limanın çevresinde sıralanan kiralık araç ofislerinden, otomobil, ATV ya da motosiklet kiralamak iyi bir seçenek. İsterseniz mini bir tur için oldukça makul fiyatlardaki sevimli yeşil trenleri de tercih edebilirsiniz; özellikle küçük yaşta çocuklarınız varsa bu tura bayılacaktır.
Tipik bir Ege adası olan Kos’ta deniz ürünleri çeşitliliği baş döndürüyor. Taptaze deniz ürünü çeşitlerinin bulunabildiği adada fiyatlar da gayet makul. Balık çeşitleri, ızgara ahtapot, kalamar, balık çeşitleri, balık çorbası, karides, mezelerden fava, humus, musakka, cacık, Ege otları ve kabak çiçeği dolmasını mutlaka tatmanızı öneririz.
Kos’a gitmişken mutlaka Zia’da gün batımını izleyin. Andimahya, Kefalos veya Pyli’deki Geleneksel Kos Evleri’ni ziyaret edin. Bir kafeneion’da (köy kahvesi) Yunan kahvesi veya soğuk retsina şarabı için. Ağustosta Mastichari Şarap Festivali’ne katılın. Bir tavernada Yunan mezeleri eşliğinde, karşı kıyıdaki Bodrum’a uzo kadehinizi kaldırın.
Kos’a Türkiye’den hava yoluyla da deniz yoluyla da ulaşabilirsiniz. Bodrum merkezden kalkan feribotlar 1 saat, Turgutreis’ten ise 30 dakika sürüyor. Özel teknelerle bu süre daha da kısalıyor. Kos’a gitmek için Kapı Vizesi almanız gerekiyor.
KALYMNOS, DALIŞ VE KAYA TIRMANIŞI SPORLARININ GÖZDE ADRESLERİNDEN. ÇORAK GÖRÜNÜMÜ YANILTICI. ADANIN SÜRPRİZLERİNE HAZIR OLUN.
KALYMNOS: DALIŞ VE TIRMANIŞ SPORLARININ ADRESİ
Kalymnos; Türkçe adıyla Kelemez ya da Kilimli, Kos’tan tekneyle sadece 10-15 dakikalık mesafede bir ada. Bodrum’un batısında yer alan ada, dalgıçların ve kaya tırmanış sporuna gönül verenlerin gözde duraklarından biri. Bir zamanlar geçimini sünger avcılığından kazanan adada, yasak nedeniyle artık sünger avlanmıyor. Ancak, uluslararası Dalış Festivali için her yıl bu adada buluşuluyor. Eğer dalarsanız, Myrties-Telendos deniz kanalı altında saklı batık antik şehri görme fırsatı da yakalayacaksınız.
İlk ayak bastığınızda çorak görünümüyle hayal kırıklığına neden olabilir. Ama sabredin. Özellikle huzurlu bir tatil arıyorsanız Kalymnos, leziz mutfağı, sakin kahveleri, kahvelerde rastlayacağınız mübadillerin doyumsuz sohbetleriyle size istediğinizi fazlasıyla verecek.
Adanın kuzeyine yol aldıkça kayalıklar yerini yemyeşil ağaçlara bırakacak. Ege’nin alametifarikası mavi pencereli sevimli evleri, gün batımının olağanüstü manzarasıyla bu “çorak” ada size kendini sevdirecek. Yaz aylarında nüfusu 30 bine kadar çıkan adanın istediğiniz kıyısında denize girmeniz mümkün. Uluslararası kaya tırmanış rotalarından olan Kalymnos’un en gözde etkinlikleri, haliyle kaya tırmanışları yapmak, trekking turlarına katılmak. 60’tan fazla tırmanış alanı ve 1.300’ün üzerinde işaretli ve güvenli rota yer alıyor adada.
LEROS: HUZURLU BİR TATİL
Leros rengârenk, geleneksel Ege mimarisi, küçük koyları, sıcakkanlı insanlarıyla huzurlu bir ada. Leros, Kalymnos’un kuzeyinde Bodrum Yalıkavak ile Didim’in tam karşısında konumlanıyor. Adanın nüfusu sadece sekiz bin dolayında. Küçük bir ada olmasına rağmen sahil şeridinin toplam uzunluğu 71 km. Küçük pek çok koydan oluşan kıyı şeridinin her köşesinden denize girilebiliyor.
Leros’un tarihi de diğer Yunan adaları gibi antik çağlara dayanıyor. Osmanlı’nın 400 yıl hüküm sürdüğü ada, 1912 yılında İtalyanların hâkimiyetine geçmiş. 1947’de ise 12 Adalar’la birlikte Yunanistan’a katılmış. İleriye ya da İleryoz olarak da bilinen adada Osmanlı’nın izine artık pek rastlanmıyor. Ne varki halkı, misafirperverlikte Anadolu insanına çok benziyor.
LEROS YA DA İLERYOZ KÜÇÜK AMA TİPİK BİR YUNAN ADASI. LEZİZ MUTFAĞI, ŞİRİN MİMARİSİ VE KONUKSEVER-
LİĞİYLE SİZİ FETHEDECEK.
Adanın en kuzeyinden en güneyine arabayla yarım saatte gidiliyor. Aya Marina adanın merkezindeki kasaba. Leros’un en güzel yapıları burada yer alıyor. Adadaki iki limandan birine ev sahipliği yapan Aya Marina’nın sahil şeridi boyunca da kafeler, fırınlar ve pastaneler sıra sıra diziliyor.
Panteli ise Aya Marina’nın güneyindeki koyda yer alan küçük bir balıkçı koyu. Sahilde balıkçı tekneleri ve tavernalar var. Bir başka küçük kasaba olan Platanos, Aya Marina ve Panteli’nin ortasında ve yüksekte konumlanıyor. Platanos adanın idari merkezi durumunda. Yel değirmenleri görülmeye değer. Oteller ve turistik işletmeler ağırlıkla Alinda’da. Burada araç kiralamanız da mümkün.
Adanın asıl büyük limanının olduğu kasaba ise Lakki. İtalyanların kurduğu kasabanın pek bir özelliği olmasa da koyunun manzarası olağanüstü.
Leros’ta görülmesi gereken yerlerin başında yer alan ve 10. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Leros Kalesi’ne yaklaşık 400-500 basamaklı merdivenlerle çıkılıyor. Sırf manzarası bile bu tırmanışa değiyor. Adanın batısındaki Kokkali yakınlarında yer alan Ayos İsidoros Kilisesi de görülmeye değer yapılardan.
Leros’un berrak, turkuaz mavisi denizine girebileceğiniz pek çok plajı var. Pantelli, Blefoutis, Dio Liskaria, Vromolithos, Krithoni ve Hirokambos plajları ilk akla gelenlerden.
Leros’da da diğer adalardaki gibi Ege mutfağının eşsiz lezzetleri ve zengin deniz ürünleri, damak zevki gelişkin misafirlerini bile mutlu etmeye yetiyor.
Kalymnos’a da Leros’a da Turgutreis’ten direkt tekne seferleri var. Fakat Schengen vizesi gerekiyor. Ama Kos’tan geçerseniz orada aldığınız Kapı Vizesi ile de giriş yapabilirsiniz.