2000’li yıllara girerken, Milenyum Çağı denilen 1000 yıllık bir döneme girmiştik ki burada beklenti veya dilekler, bu çağın mücadelelerin ve acıların ortadan kalkacağı bir zaman olması yönündeydi. Barış, adalet ve mükemmel uyumun en yüksek derecede hâkim kılınacağı, yeryüzünün adeta bir cennet olacağı inancını taşıyan bir çağı simgeliyordu…
Başlangıcının üstünden 22 yılı geçmiş ve bu çağı yaşamaya devam ediyoruz. Yaşadıklarımızsa maalesef Milenyum Çağı beklentilerimizin çok uzağında olduğumuzu gösteriyor.
Ekonomik konjonktür açısından bakarak özetlersek… 2001 yılında Cumhuriyet tarihimizin en büyük krizi ile karşılaştık. Peşinden, 2008 yılında dünyanın büyük ekonomik küresel krizi geldi. Tam bir şeyler düzeliyor derken 2020 yılında başlayan küresel kriz gittikçe derinleşmeye başladı…
Yine insanlık tarihinin en ağır salgın hastalıklarından biriyle -hem de bu çağda- korona pandemisi ile karşılaştık 2019’da. Tüm dünyayı kırdı geçirdi. Resmi rakamlar 6 milyon ölüm. Bazı bilim adamlarının tahminlerine göre korona bağlantılı ölümler bu sayının 3 katı, yani 18 milyona ulaşmış durumda ve alınan tedbirler ile etkisi azalsa da halen devam etmekte…
Bir türlü paylaşamadığımız dünyamızın en büyük sorunu tabii ki çatışmalar, savaşlar… Yine maalesef devam eden bölgesel çatışmaların üstüne son bir yıldır yaşadığımız Rusya-Ukrayna savaşı, artık küreselleşmenin etkisiyle tüm dünyanın sorunu haline gelmiş durumda. Hatta nükleer savaşa yol açabilecek kadar tehlikeli olan Üçüncü Dünya Savaşı tahminleri yapılmakta…
Başlıktaki her şeye rağmen deyiminin açılımı özetle şu: Bu durumlar olmasına rağmen -altında insanoğlunun aç gözlülüğünün yattığına inandığımız düşüncelerin sonucu olarak yaşadığımız tüm olaylar- insanoğlunun aklını başına alması yani aklı selim ile Milenyum’un pozitif beklentilerinin gerçekleşeceğini ümit ediyor ve pozitif bakış açımızı değiştirmeden yolumuza devam ediyoruz.
Ant Yapı olarak yurtiçinde; turizm yatırımlarımız adına çok verimli bir turizm yılı geçirirken, İş GYO ve Şişecam’ın taahhüt işlerini bitirdik, proje geliştirme adına Antteras Nev projemize başladık ve başta Anthaven projemiz olmak üzere yeni proje geliştirme çalışmalarımız devam ediyor…
Yurtdışında ise onlarca projeden; Rusya’daki işlerimiz kesintisiz devam etmekte olup, hem Amerika hem de İngiltere’de yeni işler alarak yolumuza devam ediyoruz. Hem de bu konjonktürde!
Tabii ki böyle büyük işleri karınca gibi çalışarak gerçekleştiren çalışkan, zeki ve özverili tüm Ant Yapı ekibine şükranlarımızı sunuyoruz.
Bu bağlamda Mevlana’nın “Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin” sözünden yola çıkıp,
Denizcilikle uyumlu felsefemiz ile sözü bitirmek istiyoruz;
“Karamsar rüzgârdan şikâyet eder,
İyimser rüzgârın değişmesini bekler,
Gerçekçi ise yelkenleri ayarlar”
“Bundan 20 yıl sonra yaptıkların için değil, yapamadıklarını için üzüleceksin, dolayısı ile halatları çöz, güvenli limanlardan uzaklara yelken aç, rüzgârı yakala, düşle, araştır, keşfet ve gerçekleştir” diyerek yolumuza devam ediyoruz…
Son olarak, her şeye rağmen pozitif olalım diyoruz;
“Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur.
Sözleriniz pozitif olsun çünkü sözleriniz davranışlarınız olur.
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur.”
Gandhi’nin dediği gibi…
Her şeye rağmen her yıl dilediğimiz gibi, 2023 yılının da tüm Ant Yapı dostlarına, tüm Ant Yapı ekibine, tüm insanlığa ve dünyaya bolluk, bereket, sağlık, sıhhat ve huzur getirmesi umudumuzu yineler, esenlikler dileriz…
MEHMET OKAY
Yönetim Kurulu Üyesi