Baş döndüren bir hızla gelişen teknoloji, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası. Yuva kavramı da bu gelişmelerden nasibini alıyor. Bizi tanıyan, ihtiyaçlarımızı tespit edip çözümler üreten akıllı ev hayali, yarın kadar yakın bir gelecekte telefon aplikasyonları kadar olağan sayılacak.
Heyecan verici teknolojiler kapıda. Gelecekte evleriniz, sizi sizden iyi tanıyacak ve evin eksiklerini anlayıp gerekeni yapacak.
Geleceğin evleri, günlük ihtiyaçlarımıza tepki verecek, eğlence ihtiyaçlarımızı karşılayacak ve hastalandığımızda sağlığımızla ilgilenecek. Üstelik bunların hepsi, cihazlardan muaf olacak ve belirli odalarla sınırlanmaksızın evin her köşesine yayılacak.
Evde yaşayan herkesin, günlük rutinlerinin ve alışkanlıklarının farkında olacak bu evler, telefon, bilgisayar gibi cihazlardan kontrol edilmek yerine, evinizin her yerini kontrol arayüzü haline getirecek.
Akıllı eviniz sadece alışkanlıklarınızı değil, bileğinizde takılı akıllı bileklik sayesinde mesela vücut sıcaklığınızı, kalp atış hızınızı düzenli kontrol ederek evdeki ısıyı, aydınlatmayı ayarlayacak. Anahtar kavramı artık yavaş yavaş tarih oluyor. Antika meraklılarına duyurulur. Geleceğin evlerinde evinizin kapısı sesinizle, parmak izinizle ya da retina gibi biyometrik özelliklerinizle açılacak; siz hangisine karar verirseniz.
Bunlar hiç de hayal gücünün fantastik senaryoları değil. Her biri silikon vadilerinde geliştirilen somut projeler. Gelin geleceğin evlerine daha yakından bakalım.
GELECEĞİN AKILLI EVLERİNDE MUSLUK EVİN FİLTRELEME SİSTEMİYLE, ARABANIZIN AKÜSÜ ÇATIDAKİ GÜNEŞ PANELLERİYLE İLETİŞİMDE OLACAK.
RUH HÂLİNİZDEN BİLE HABERDAR
Geleceğin -çok yakın geleceğin- evleri, hane halkının isteklerinden, alışkanlıklarından -biliyoruz abartı gibi görünüyor ama- hatta ruh hallerinden haberdar olacak. Gözlerinizi kapatın ve geleceği düşleyin.
Sıcak bir duş için banyodasınız. Aynada şimdiden örneklerine rastladığımız bir arayüz var. Fakat ekran buğulandığı için dokunmatik arayüzü kullanamayacağınızı fark etmiyorsunuz bile. Oysa eviniz bunu biliyor. Ve sizin için sesli arayüzü kullanarak mesela o günkü hava durumundan ya da borsa endeksinden sizi haberdar ediyor.
Şimdi oturma odasına geçelim. Diyelim ki bir spor karşılaşmasını çoklu ekrandan izliyorsunuz. Kendinizi öyle kaptırmışsınız ki, eşinizin ve çocuklarınızın maçla hiç ilgilenmediğini fark etmiyorsunuz bile. Fakat eviniz -akıllı eviniz- siz otururken eşinizin pencereden şehrin ışıklarına dalıp gittiğinin, çocuğunuzun sehpanın yüzeyindeki arayüzden arkadaşıyla görüntülü konuşup Galaksiler Savaşı oyunu oynadığının farkında olacak. Böylece maça dalıp gittiğiniz için sizin akıl edemediğinizi düşünüp ses seviyesini evdeki her bireyin konumuna göre otomatik ayarlayacak.
Aynı şekilde, birisinin bir yayını takip etmekte olduğunun farkında olan akıllı ev, bireyin başka bir odaya geçmesiyle birlikte yayını bu odadaki ekrana aktarabilecek veya yayını durdurarak izleyen kişinin dönmesini bekleyebilecek.
Tüm odalardaki kontrol arayüzleri, bireyin yaptığı iş veya odanın şartlarına göre değişiklik gösterebilecek. Örneğin mutfakta sesli, oturma odasında el hareketleri ile komut vermek tercih edilebilecek.
Geleceğin evlerinin asıl etkileşim ve kontrol merkezi, ekranlar olacak. Bununla birlikte gelecekte akıllı telefonlar da, bilgisayar üzerinden yazılı iletişim de, 70’lerin çevirmeli telefonları muamelesi görecek. Bunların yerini görsel iletişim alacak ve video akışları iletişimin temelini oluşturacak.
BİRBİRİYLE KONUŞAN CİHAZLAR
Günümüz ağlarındaki tüm bilgisayarlar bir sunucuya bağlı olarak çalışırken, yakın gelecekte birbirinden bağımsız ancak bir ağ üzerinden haberleşerek uyumlu bir biçimde tek bir hesaplama birimi gibi çalışan bilgisayarlar topluluğu olarak tanımlayabileceğimiz dağıtık sistemlere geçilecek.
Dağıtık sistemler sayesinde geleceğin evlerinde her bağımsız cihaz ve algılayıcı, birbirleriyle etkileşim hâlinde çalışabilecek. Örneğin soğutucudaki algılayıcı, evin su filtreleme sistemine su kalitesinin düştüğünü bildirecek, filtreleme sistemi bu uyarıyla gerekli düzenlemeleri yapabilecek veya garajdaki elektrikli otomobil, ihtiyaç duyduğu elektrik için çatıdaki güneş panelleriyle etkileşime geçebilecek. Ya da buzdolabı, hangi malzemeye ne miktarda sahip olduğunuzun farkında olacak ve size bu malzemelerle yapılabilecek yemeklerin listesini çıkarabilecek.
Geleceğin evlerinde her yer dokunmatik ekranlarla donatılacak. Duvarlar, masalar, tezgâhlar, aynalar ihtiyaç anında ekrana dönüşecek, işiniz bitince gerçek hallerine geri dönecekler. Tıpkı ünlü masaldaki gibi…
SİBER GÜVENLİK ŞART
Doğal olarak insanın aklına güvenlik sorunu geliyor. Biliyoruz ki teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin siber saldırı cephesi de aynı hızda kendini yeniliyor. Asgari konforun bile bilişim teknolojilerine emanet edildiği bir ortamda, bir tuşla siber çağın konforlu evinin bir anda şık bir mağaraya dönüşüvermesi ihtimal dahilinde. Bu kaygıyı hesap eden bilişimciler, geleceğin siber donanımlı akıllı evlerinin güvenliği için özel çözümler üzerinde çalışıyor. Evdeki tüm cihazları destekleyebilen antivirüs yazılımları ve diğer güvenlik çözümlerine ciddi mesai harcıyor.
Geleceğin heyecan verici gelişmelerinin dinamosunu ise insanoğlunun, modern teknolojiyi yaşadığı çevrenin bir parçası haline getirme isteği oluşturuyor. Günümüzün önde gelen bilişim şirketlerinde devam eden hummalı çalışmalar, bu teknolojileri hiç de uzak olmayan bir gelecekte deneyimleyebileceğimizi haber veriyor.
Ant Yapı imzalı Türkiye’nin en yüksek ilk ikiz kulelerinden Anthill ve otomasyon altyapısıyla Antasya, yüksek güvenli ve akıllı bina örneklerinden.