Adı üstünde; moda demek heves demek, geçici, uçucu beğeni demek. Fark edilme ihtiyacının yarattığı devasa bir sektör moda. 2018’de açılan sergilerden bazıları ise bu kez odağı ötekine kaydırıyor ve yaşadığımız dünyanın sorunlarının farkına varmaya, yerleşik güzellik anlayışını sorgulamaya çağırıyor moda takipçilerini.
Moda Doğayla Barışıyor
Modada gündem belirleyen sergilere ev sahipliği yapan Londra’daki Victoria&Albert Müzesi, adından bir kez daha söz ettirecek yeni sergisi ile moda severlerin gündeminde: Fashioned from Nature-Doğadan Gelen Moda.
1600’den beri moda ve doğa arasındaki karmaşık ilişkinin izini süren sergi, doğanın güzelliklerinin ve gücünün modaya yön verdiğine dair tezinin somut kanıtlarını ziyaretçileri ile buluşturuyor.
Son dönemde Fashion Revolution gibi muhalif gruplar ve Vivienne Westwood gibi aktivistler sayesinde dikkat çekilen modanın doğa üzerindeki tahribatı sorunu, serginin ana gündemi. Ancak serginin kaygısı, sorunu belirtip kenara çekilmekten ziyade çözüm sunmak. Sergide bu nedenle doğayla barışık yeni moda anlayışı için inovatif çözümler öneren ve üretime yeni alternatifler kazandıran Stella McCartney’in kadın ve erkek giyim parçaları bulunuyor.
2016 Met Gala’da oyuncu Emma Watson’un plastik şişelerin geri dönüştürülmesi ile tasarlanmış iki parça Calvin Klein elbisesi de sergilenecek parçalar arasında yer alıyor. Bitki köklerinden doğal lif üreten sanatçı Diana Scherer, çevre dostu ortamda üretilmiş ipek elbisesi ile Sputniko, sentetik örümcek ağından tasarladığı tunik ve pantolonları ile Bolt Threads&Stella McCartney de sergide dikkat çeken isimler arasında.
21 Nisan 2018’de açılan Doğadan Gelen Moda sergisi, 27 Ocak 2019’a kadar ziyaretçilerini bekliyor.
Frida Kahlo’nun Gardırobu
Meksikalı ressam Frida Kahlo’nun Gardırobu sergisi, sanatçının etki alanının entelektüel bir çevreyle sınırlı olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Hayatı, sanatı, güçlü kişiliği ve kendine özgü tarzı ile hafızalara kazınan Kahlo, ölümünden 50 yıl sonra Londra’daki Victoria&Albert Müzesi’ne, Frida Kahlo: Making Her Self Up sergisiyle konuk oluyor.
16 Haziran’da açılan sergi, sanatçının 50 yıl kapalı kalan evinde bulunan giysilerinden oluşuyor. 4 Kasım 2018’e kadar sürecek olan sergide, ikonik Meksika kıyafetleri ilk defa aksesuar, mücevher ve oto portreleri ile beraber teşhir edilecek. Tablolarında sıklıkla görülen Tehuana elbiseleri, eserleri ve gardırobundan çıkan eşyaları ile Frida Kahlo’yu yeni bir açıdan izlemek mümkün olacak.
Pembe Gerçekler
Pembe kız rengidir. Nokta. Bu öyle derin bir yargı ki sadece 20. yüzyılın cinsiyetçi zihniyetinin ürünü olduğunu söylesek bile inandırıcı olamayabiliriz. New York’taki FIT Müzesi, 7 Eylül’de pembeye adanan bir sergiye ev sahipliği yapacak: Pink: The History of a Punk, Pretty, Powerful Color. 5 Haziran 2019’a kadar açık kalacak olan sergide yüzyıllar boyunca kadınlar kadar erkeklerin de sık kullandığı bu rengin, farklı coğrafyalardaki önemi ve son elli yılda “Barbie kültürü” ile geçirdiği algı değişimini konu alıyor. Pembenin üç yüzyılını özetleyecek olan sergi, pembenin kadınlara özgü bir renk olarak algılanmasının 20. yüzyılda başladığını ve bu dönemden önce erkeklerin de rahatlıkla pembe giydiğini kanıtlarıyla ortaya koyacak.
Kusurlardaki Mükemmellik
Fashion Unraveled-Sökülmüş Moda sergisi, New York FIT Müzesi’nin sıra dışı etkinliklerinden biri. Giyimdeki noksanlık ve bilinçli kusura odaklanan sergi kusurlu, değiştirilmiş, tamamlanmamış ve deforme giysilerden bir seçkiyi ziyaretçileriyle buluşturuyor. Defolu kıyafetlere adanmış ilk sergi özelliğini taşıyan seçki, modanın kusursuzluk arayışına yanıt niteliğinde. 29 Mayıs’ta açılan sergi, 17 Kasım’a kadar ziyarete açık kalacak.