2018 Dünya Kupası heyecanı dorukta.
14 Haziran’da başlayan ve 15 Temmuz’a kadar sürecek olan bu bir ay boyunca tüm dünyadaki saatler sadece futbolu gösterecek. Bu sayımızda, Rusya’nın ilk kez ev sahipliği yaptığı 21. Dünya Kupası’nın sonucunu paylaşamayacağız ama sizi kupaların unutulmazlarından oluşan küçük bir yolculuğa çıkaracağız.
Başlıktaki cümleden başlayalım önce. Simon Kuper’ın 1994’te yayımlanan kitabının Türkçe baskısındaki ismi bu. Futbolun, 90 dakika boyunca 22 oyuncunun bir topun peşinde koşturmasından çok daha fazlası olduğu daha iyi nasıl anlatılabilir ki. Nitekim ilki 1930’da Uruguay’da düzenlenen ve bugüne dek 20 kez oynanan Dünya Kupası’nın hafızalara kazınanları da bu tezi doğrular nitelikte.
ŞAMPIYON BILE ŞAŞKIN
Brezilyalı antropolog Roberto Da Matta, “1950’de Maracana’da olanlar çağdaş Brezilya tarihindeki en büyük felakettir,” der. Brezilya daha sonra büyük başarılara imza atsa da 1950’deki finalde Uruguay karşısındaki yenilgisi hafızalara mühürlendi. Bir felaketi tanımlarken “Maracanazo” denir oldu.
16 Temmuz’da Maracana Stadı’ndaki yaklaşık 200 bin seyirci adeta tek bedendi ve Brezilya’nın kupayı alacağından emindi. Uruguaylı futbolcular, atmosferin etkisiyle hedeflerini, “Önemli olan 6 gol yememek. Sadece 4 gol yersek bile başarı,” seviyesinde tutuyorlardı.
İlk golü ikinci yarıda Brezilya buldu. 65. dakikada Schiaffino, Uruguay’a beraberlik golünü getirse de Brezilya moral bozmadı. Bitişe11 dakika kala ise Ghiggia, Uruguay’ı 2-1 öne geçiren ve kupayı getiren golü attı.Tribünlere ölüm sessizliği çökmüştü. Seyirci saatlerce yerinden kımıldamadı. Galibiyet golünü atan Ghiggia, yıllar sonra “Maracana’yı tek bir hareketle susturabilen 3 kişi var. Frank Sinatra, Papa 2. Jean Paul ve ben,” diyecekti.
BIR ULUSUN YENIDEN DOĞUŞU
1954’teki Kupa Finali’nde Almanların Macaristan’ı 3-2 yenmesi, İkinci Dünya Savaşı’ndan yenilgiyle çıkan bir ulusun yeniden dirilişini tetikleyen bir zafere dönüştü. Batı Almanya’nın 34 yaşındaki kaptanı Fritz Walter, ironiktir ki dokuz yıl önce Ukrayna’daki bir esir kampında, bir Macar subayın, onun futbol oynamasını fark etmesi sayesinde ölümden kurtulmuştu. Almanlar’a kupayı getiren önemli etkenler arasında sayılan kramponlar da oyunculara yağmurda büyük avantaj sağlamıştı. Her ne kadar Almanlar 20 yıl boyunca bir daha kupayı göremeyecek olsa da.
EN TARTIŞMALI GOL
1966’daki final maçında İngiltere, Batı Almanya karşısında tartışmasız favoriydi. 90 dakika 2-2 berabere bitti, uzatmalara gidildi. Futbol tarihinin en tartışmalı pozisyonu 101. dakikada geldi. Hurst’ün şutu üst direkten dönmüş, Alman savunması ise topu kornere göndermişti. Hakem, korneri işaret etti. Ancak İngiliz futbolcular ısrarla gol diyordu. Hakem, yan hakeme danıştı. O da gol dedi. İngilizler 120. dakikada gelen golle 4-2 kazandılar ama üçüncü golle ilgili tartışmalar hâlâ sürüyor.
FUTBOL KİTLELERIN AFYONU
Askeri rejimin hüküm sürdüğü Arjantin’de oynanan ’78 Dünya Kupası’na şike iddiaları damga vurdu. Ev sahibinin tur atlamak için dört farklık galibiyete gereksinimi varken Peru’yu 6-0 yendiği maç, şikelerin atası olarak hafızalara kazındı. Kırk yıl sonra Perulu eski yıldız Velazquez satın alınan altı oyuncudan dördünün ismini açıkladı.
Final maçının 82. dakikasında Hollanda’nın kaçırdığı gol pozisyonu ise “Eğer gol olsaydı belki Arjantin’e demokrasi erken gelecekti,” dedirtti.
RÖVANŞ, UMUT VE DIĞERLERI
Liste uzun, yerimiz dar. O yüzden diğer unutulmazları kısa kısa geçelim: 1986’da Maradona’nın İngiltere’ye attığı ve “Tanrı’nın eli” olarak nitelediği gole Falkland Savaşı’nın rövanşı dendi.
1990 kupaların en ruhsuzuydu ama ilk kez bir Afrika takımı çeyrek finale kalmıştı. Kamerun, İngiltere karşısında elense de turnuvanın yıldızı oldu.
1994’teki elemelerde Arjantin’i 5-0’la yenen Kolombiya’dan beklentiler yüksekti. İkinci maçta Andres Escobar kendi kalesine gol atınca Kolombiya evine erken döndü.
1998’deki Brezilya kadrosunda Ronaldo yoktu. Finale saatler kala genç yıldız kadroya dahil edildi. Sahada silik bir gölge gibiydi. Kimi hasta dedi, kimi kasten zehirlendiğini iddia etti. O maçtaki Ronaldo muamması hâlen esrarını koruyor.