Anthaven’da yaşamayı “Doğru verilmiş bir karar” olarak tanımlayan armatör ve Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, hem iş hayatındaki başarılarını hem de denize olan tutkusunu EQ Dergi okurlarıyla paylaştı.
ÖZDE GÖZLER ETLİ
Dergimizin bu sayıdaki Karşı Komşu köşesi konuğu, armatör ve Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu. Anthaven’da yaşayan Naiboğlu, okurlarımız için bize yaşamını ve kariyerini anlattı: “Gecenin geç saatlerine kadar sessiz ve dingin koylarda balık tutmak benim için ayrı bir tutku.”
Adnan Bey, öncelikle EQ Dergi okurları ve tüm Ant Yapı dostları için kendinizden biraz söz eder misiniz?
Öncelikle herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum. 1965 yılının ekim ayında Rize’nin Pazar ilçesinde doğdum. Ben 4 yaşındayken ailem İstanbul’a taşınmış. İlk, orta ve lise öğrenimimi İstanbul’da tamamladım. Lise öğrenimimin ardından aile şirketlerimizde çalıştım. Bu süreçte yoğun tempoda çalışmak, bana iş hayatımda çok büyük birikim sağladı. Armatörlük ve inşaat konusundaki bilgilerimi de yine gençlik yıllarımda edindim. İnşaat işine hâlâ, çok yoğun olmasa da devam ediyorum. Ancak gençlik yıllarımda öğrendiğim armatörlük mesleği daha çok ilgimi çektiği için ağırlığımı bu alana verdim ve halen bu mesleği yoğun olarak sürdürüyorum.
Denizcilik kariyeriniz nasıl başladı, nasıl ilerledi? Ranmarine’yi anlatır mısınız bize biraz?
Denizcilik kariyerim 1985 yılında, İstanbul Maltepe’de bir kum deposu açarak başladı. 1993 yılında, birikimlerimle aldığım gemiyle uluslararası deniz taşımacılığına başladım ve bu tarih, benim armatörlüğe adım attığım yıl oldu. 1995, 2002 ve 2004 yıllarında aldığım gemilerle filo sahibi olarak çalışmaya devam ettim. 2005’te ise çocukluk hayalim olan yeni gemi inşasına başladım. Bu hayalimdeki gemiye kendi adımı verdim: MV ADNAN N. Bu geminin inşasında tüm bilgi birikimimi birebir uyguladım. 2006 yılında sefere çıkardık ve denizcilik hayatıma bu gemiyle devam ettim. Sonrasında elimizdeki yaşlanan gemileri satarak daha büyük tonajlı gemiler aldık ve bugünlere geldik. Şu an 5 gemiyle denizcilik hayatımı sürdürüyorum.
Aynı zamanda Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısısınız. Bu oda neler yapar? Son dönem projeleri nelerdir?
İMEAK Deniz Ticaret Odası, adından da anlaşılabileceği gibi İstanbul, Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerini kapsayan, kısaca Türkiye’nin (Mersin ili hariç) denizcilik alanındaki ana odasıdır. 7 şube ve 15 temsilciliği bulunan odamızda, 2’nci dönem yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı görevini yürütüyorum. Bu yıl itibarıyla 7’nci yılımı tamamladım.
Deniz Ticaret Odası; balıkçılıktan tersaneciliğe, deniz tedarikçileri ve turizm teknelerinden yolcu motorlarına ve armatör gruplarına kadar 10.000’in üzerinde üyeyi kapsayan bir yapıya sahip. Odamızın temel amacı, üyelerin sorunlarını bakanlıklar nezdinde girişimlerle çözmek. 160 personelimizle hizmet veriyoruz.
Oda olarak en büyük yatırımımızı, sektörün ihtiyaç duyduğu insan kaynağına yapıyoruz. Bu kapsamda Piri Reis Üniversitesi’ni kurduk; 9 denizcilik meslek lisesine hamilik yapıyoruz. Talep eden tüm denizcilik okullarına da destek oluyoruz. Okulların ihtiyaç duyduğu simülatör, atölye ekipmanları ve diğer araç gereçleri temin ediyoruz. Son dönemde ise üniversitemize 800 yataklı bir yurt projesi planladık.
Türkiye’de deniz ticaretinin son yıllardaki gelişimini nasıl değerlendirirsiniz? Ülke olarak bu alandaki avantajlarımız, dezavantajlarımız, eksiklerimiz, sıkıntılarımız ve yapılması gerekenler nelerdir?
Ülkemiz, klasik bir tabirle, üç tarafı denizlerle çevrili ve bu mesleği icra edebilmek için son derece uygun bir coğrafyaya sahip. Gemi tamiri, bakım-onarım, inşa, yat üretimi gibi alanlarda hizmet veren birçok tersanemiz ve yan sanayimiz bulunuyor. Bu tesisler, bölgemizin en güçlü altyapılarından birine sahip ve ekonomimize önemli katkı sağlıyor.
Türk bayraklı ve Türk sahipli gemi filomuz 50 milyon DWT’yi aşarak dünya deniz ticaretindeki hak ettiği konuma ulaşmıştır. İnanıyorum ki çok yakın zamanda daha da iyi noktalara geleceğiz. Sektörün dinamik yapısı sayesinde, bölge ülkeleri arasında en üst seviyeye ulaşmamız mümkündür. Ayrıca bölgemizdeki tek gemi söküm tesisine de sahibiz.
Sizi kişisel olarak da biraz tanımak isteriz. Hobileriniz, ilgi alanlarınız nelerdir? Seyahat etmeyi sever misiniz? En sevdiğiniz yerler nerelerdir?
En büyük hobimin işim olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanında, denizi çok seven biri olarak, yaz aylarında bulabildiğim tüm vakti denizde geçirmek benim için en büyük keyif. Anthaven’da bağlı olan teknemizle Muğla koylarına ve Yunan Adaları’na yaptığımız seferler hem ailemiz hem de dostlarımızla Bodrum’daki hayatımızın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Bu yolculuklarda balık tutma merakımı da doyuruyorum. Gecenin geç saatlerine kadar sessiz ve dingin koylarda balık tutmak benim için ayrı bir tutku.
Ant Yapı ile ne zaman, nasıl tanıştınız? Hangi projelerimizi biliyor, beğeniyorsunuz?
Ant Yapı ile tanışmam, öncelikle Cengiz Karaduman ve Gürhan Cihan ile arkadaş ortamında gerçekleşti. Daha sonra ortaklar Mehmet Okay, Kadir Tokman ve Hasan Yılmaz beylerle de tanıştım. Ant Yapı’nın ilk gördüğüm projesi Alaçatı Port Projesi idi. Tasarım açısından gerçekten bir harika… Ancak projeyi biraz geç fark ettiğim için ev alamadım. “Her şeyde bir hayır vardır” denir ya, benim için de öyle oldu; nasibimiz Anthaven projesindeymiş.
Anthaven projesini ilk olarak Cengiz Karaduman’ın tavsiyesiyle gördüm. Ant Yapı ofisine gidip tanıtım görsellerini ve yerleşim planını gördüğüm anda, “Bu projede mutlaka yer almalıyım” dedim. Sonrasında yaptığımız anlaşmayla birlikte, bugün keyifle yaşadığımız Anthaven’da yaşamaya başladık. Gerek komşu profili gerekse yaşam ve rekreasyon alanları açısından çok doğru bir karar verdiğimizi gördük. Yalnızca bizim değil, Bodrum’un en güzel sitelerinden biri olduğu, gelen dostlarımız tarafından da sıkça dile getiriliyor.
Şu an 12 ay boyunca Bodrum’da yaşıyor musunuz? Bodrum’da yaşamaya ne zaman başladınız? Sizin için nasıl bir yaşam sunuyor burası?
12 ay boyunca Bodrum’da yaşama hayalimiz hâlâ devam ediyor. Ancak iş hayatının yoğunluğundan dolayı yalnızca yaz aylarında vakit bulabiliyorum. Yaz tatili denince aklıma sadece Bodrum ve Muğla koyları geliyor. Aralıklı olarak 20 yıldır Bodrum’a geliyorum; son 5 yıldır ise tüm yazımı burada geçiriyorum.
Son olarak Anthaven ile ilgili görüşlerinizi bizimle paylaşırsanız seviniriz.
Anthaven, tasarım açısından müthiş bir proje… Neden derseniz, burada site, tekne parkı, çarşı, restoranlar, çarşı, plaj, rekreasyon alanları ve otel konseptini bir araya getirmek gerçekten olağanüstü bir fikir. Tabii böyle bir projeyi hayata geçirmek için önce hayal etmek gerekir. Bu güzel hayalin bir parçası olduğumuz için mutluyuz. Tekrar emeği geçen herkese ve bizi bu yapının bir parçası yapan Ant Yapı ailesine teşekkür ederim.