Bu sene kış biraz sert geçti. Baharı daha bir sabırsızlıkla bekledik. Şimdi biraz gezip kışın kasvetini dağıtma zamanı. Yedigöller, Bosna Hersek ve Karadağ. Kolayca gidip bahar havası yaşayabileceğiniz üç rota
BAŞAK BAŞARIR GÜLEÇ
Bahar bir mevsimden çok daha fazlası aslında. Dirilişin, umudun, tazeliğin sembolü hepimiz için. Kışın soğuk günlerinin ardından, insanı kucaklar bu mevsimin neşesi ve enerjisi.
İnsan baharda tazelenmek, bütün yıl içindeki yüklerden arınmak, bütün planları yeniden yapmak ister hayata dair. İşte bu yüzden, tam da şimdi bir bahar temizliği yapma vakti ama ruhumuzda. Her yıl olduğu gibi umutları yeşertmek, şehirden uzaklaşmak, enerjiyi yükseltmek ve nefes almak için ufak bir kaçamak vakti. Biz de sıkışık hayatlarımızda bütçeleri çok zorlamadan, baharı doyasıya nasıl yaşayabilir, nerelerde tazelenebiliriz diye sizler için ufak bir araştırma yaptık.

İlk sırada, hem yeni yerler görmek, hem yabancılık çekmeden tatil yapmak hem de doğayı iliklerinize kadar hissetmek için güzel bir adres olan Bosna Hersek var. Vizesiz kolaylıkla gidilebilen Bosna Hersek’e, bir yurtdışı tatili için son derece makul fiyatlarla ulaşım sağlayabilirsiniz. Konaklama için de aynı şekilde uygun oteller mevcut. Havalimanından araç kiralayıp rahatlıkla gezebileceğiniz gibi tren ve otobüs seçeneklerini kullanabilir ya da turlara katılabilirsiniz.
Bosna’ya gidince mutlaka görmeniz gereken yer, Neretva üzerinde salınan ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde olan Mostar Köprüsü ile çevresindeki samimi sokaklar. Ardından muhteşem güzelliği ile sizi karşılayacak olan Kravitse Şelalesi’nde ufak bir piknik molası, tatilinizin en güzel anılarından biri olacaktır. Kravitse Şelalasi Mostar’ın 40 km güneyinde ancak bir bahar terapisi için hiç düşünmeden gitmeniz gereken yerlerden.
Neratva Nehri boyunca ilerlediğinizde bir Osmanlı köyü olan Pocitel’j bulacaksınız. Eskiye ait birçok şeyin muhafaza edildiği Pocitel köyü bambaşka bir dünya. Kaleye çıkıp zirveden Neretva ve Pocitel’i seyretmek ise paha biçilmez. Şelalelere ve baharın güzelliklerine doyamayanlar için ziyaret edilecekler listemize Una Milli Parkı’nı da ekledik. Muhteşem görsel şölenin yanında Una Nehri’nde rafting yapmaksa tatili unutulmaz kılacak bir başka ayrıntı olacaktır. Göreceğiniz diğer tüm tarihi mekanların dışında Bosnadan bir saatinizi ayırıp ziyaret edebileceğiniz Bosna’nın tarihini en iyi anlatan yerlerden biri olan Galerija 11/07/95’e uğramadan ayrılmamanızı öneririz.
Doğa ve tarihin mükemmel uyumu
Listenin ikinci sırasında deniz, tarih ve doğa üçlüsünün mükemmel uyumu olan Karadağ var. En turistik mekanlar olan Budva ve Stevi Stefan rotanızın ilk durakları olabilir. Hakkında fazlaca konuşulan Budva yemekleri ve muhteşem plajları ile ön plana çıkıyor. Yürüyerek ulaşabileceğiniz Budva Old Town ise adete zamanda yolculuk yapmak gibi. Tarih kokan sokaklarında kaybolmak, şirin dükkanları ve kafelerinde vakit geçirmek tam bir terapi olacaktır. Tatilde fotoğraf çekmeyi sevenlerdenseniz, burada her köşede, kartpostal tadında fotoğraflar çekebilirsiniz. Old Town tipik bir ortaçağ yapılanması.

Ancak Karadağ’ın baş tacı Kotor Körfezi ve Kotor Old Town da muhteşem manzaraları ve yemekleri ile gidenleri kendilerine hayran bırakıyor. Yine Kotor’a çok uzak sayılmayacak bir mesafede ise Unesco koruması altındaki küçük Perast Kasabası bulunuyor. “Ben biraz daha hareket arıyorum” diyorsanız, Karadağ’da turistlerin ilgi odağı olan bir başka kent ise Tivat. Diğer bölgelere kıyasla bir tık daha standartları yüksek olan Tivat, görülmeye değer. Burada özellikle balık çorbasını denemenizi tavsiye ederiz. Bunların dışında eğer vaktiniz varsa tabiki Arnavutluk ve Karadağ arasında kalan, Balkan yarımadasının en büyük gölü olan İşkodra Gölü’nün muazzam güzelliğini de görmenizi tavsiye ederiz.
Ülkemizde bir cennet
Listemizdeki bir diğer adres de “Ben doğanın uyanışını doyasıya yaşamak istiyorum” diyenler için: Yedigöller. Ülkemizin en sevilen gezi rotalarından biri Yedigöller Milli Parkı. Bolu Yedigöller Milli Parkı’nda ister kamp yapabilir isterseniz de bungalov evlerde konaklayabilirsiniz. Her iki şekilde de tazelenmek, şehrin karmaşasından, sorunlardan birkaç gün de olsa uzaklaşmak için tatlı bir kaçamak yeri burası. Yeşilin en güzel tonlarının barındıran bir yeryüzü cenneti adeta.

Kamp tatillerini sevenler için balık tutarak, bisiklete binerek, yürüyüş yaparak geçen bir tatilden iyisi düşünülemez. Yedigöller, her köşesinde keşfedilmeyi bekleyen bir güzellik sunuyor. Öyleyse bu bahar da minik kaçamaklar yapın doğayla bütünleşin, ruhunuz yeşillensin.