Dünya’da üretilen oksijenin yüzde 50-70’ini sağlayan denizler paha biçilemez bir yaşam kaynağı. DenizTemiz Derneği/TURMEPA, 30 yıldır denizlerin ve su kaynaklarının gelecek nesillere aynı şekilde aktarılmasını amaçlayan faaliyetlerini sürdürüyor. TURMEPA Çevre ve Sürdürülebilirlik Yöneticisi, çevre mühendisi Dağhan Mehmet Yazıcı, EQ Dergi okurları için denizlerin önemini ve derneğin çalışmalarını kaleme aldı.
Dağhan Mehmet Yazıcı
Sanayi Devrimi’nden bu yana toplumda oluşan tüketim çılgınlığı bizleri doğal kaynakların tükenme riskiyle karşı karşıya bıraktı. İhtiyaç fazlası üretim ve tüketim, üret-kullan-at kültürünün yaygınlaşması, fosil yakıt odaklı yaşam tarzı ve kullanım ömrü gittikçe kısalan ürünler gezegenimizi koca bir atık deposuna dönüştürdü. İklim krizinin de günden güne etkisini arttırmasıyla insanlık daha önce yaşamadığı şiddette bir yıkıma doğru emin adımlarla ilerliyor!
İşte ‘yalnızca tüketim’ odaklı çağımızın gelecek nesillere olan sorumluluğunu yerine getirebilmesi için Birleşmiş Milletler 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı duyurdu. 17 farklı başlıkta gelecek nesillerin emaneti gezegenimizi günlük yaşantımızı sekteye uğratmadan nasıl aynı şekliyle koruyacağımızın yol haritası oluşturuldu. O günden sonra dünya hızlı bir ‘sürdürlebilirlik’ çağına adım atmış oldu.
İklim Eylemi, Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları, Nitelikli Eğitim, Sudaki Yaşam gibi başlıklarda atılan ve atılmakta olan adımların tamamı Dünya’nın kaynaklarının daha makul düzeyde değerlendirilmesi üzerine yoğunlaştı. Devletler, çok uluslu şirketler, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları, Sürdürlebilir Kalkınma Amaçları içerisinde katkıda bulunabilecekleri hedefleri belirleyerek çalışmalarını bu hedeflere göre odakladı.
SÜRDÜRÜLEBİLİR DENİZLER VE TURMEPA
DenizTemiz Derneği/TURMEPA, 30 yıldır denizlerin ve su kaynaklarının gelecek nesillere aynı şekilde aktarılmasını, yani ‘sürdürülebilirliğini’ amaçlayan faaliyetlerini sürdürüyor. 30 yıl önce böylesine büyük bir öngörüyle, henüz çevre, deniz kirliliği konuları gündemde değilken kurulan TURMEPA, bu geçen 30 yılda denizlerimizi herkesin sahiplenmesini sağladı. Çünkü denizler sürdürülebilir bir geleceğin inşasında hayati bir önem taşıyor.
Aldığımız iki nefesten birini, yani Dünya’da üretilen oksijenin yüzde 50-70’ini sağlayan denizler paha biçilemez bir yaşam kaynağı. Bu da denizlerin içerisinde barındırdığı biyoçeşitlilik ve uluslararası düşük karbonlu lojistik imkanlarının yanında iklim değişikliğiyle mücadelede karbon yutağı vazifesi de görmesini sağlıyor.
Yani daha yaşanabilir bir gelecek, daha sürdürülebilir bir Dünya için denizlerin de yaşaması şart. Biz de TURMEPA olarak bu bilinci yaymak için 30 yıla 100’ün üzerinde projeyi sığdırdık:
• Eğitimlerimizle 9 milyon kişiye ulaştık.
• 9 atık alım teknemiz ve 4 deniz süpürgemizle hizmet vererek, 50 milyon litre sıvı ve 3 milyon kilogram katı atığın denizlerimize karışmasını önledik.
• Göcek ve Saros’ta deniz çayırları ektik ve mercan koruma çalışmalarımıza başladık. Ektiğimiz deniz çayırlarının yüzde 70’i tutmuş durumda. Hedefimiz sadece Göcek’te 10 bin fide deniz çayırı ekimi.
Ancak daha yapılacak çok proje, alınacak çok yol var. Çünkü sürdürülebilir geleceğe rengini verecek olan denizler her gün tahrip ediliyor. İklim değişikliği sebebiyle ısınan deniz suları deniz ekosistemini doğrudan etkilerken, bir de denizlerin yüzde 80 oranında kara kaynaklı kirleticilere maruz kalması bu olumsuz etkiyi hızlandırıyor. Her yıl denizlere 8 milyon tondan fazla plastik atılıyor. Çok büyük bir oranı yok olmadan gözle görülemeyecek parçacıklara yani ‘mikroplastiklere’ dönüşüyor. Bize yaşamak için ihtiyacımız olan nefesi ve protein sağlayan deniz canlıları, mikroplastikler yüzünden tehdit altında.
Ayrıca dünya genelindeki arıtma sistemlerinin yetersizliği neredeyse sabah kalkıp yüzümüzü yıkadığımızda bile denizleri kirleten bir insanlık ortaya çıkarmış durumda. Yanlış tarım uygulamaları ve çarpık ve plansız kentleşme de üzerine eklenince denizlerin bizlere nefes olurken kendisinin nefes alması imkansız hale geliyor.
DAHA MAVİ BİR GELECEK MÜMKÜN
Tablo her ne kadar vahim gibi görünse de bu duruma bizi getiren sebepleri ortaya koymak, insanlık olarak hatalarımızdan ders çıkarmak ve sürdürülebilir bir geleceğe mavi rengini vermek hala mümkün. İklim kriziyle mücadele etmek ve uyum sağlamak, daha yeşil ve çevre dostu şehirler dizayn etmek, nitelikli ve erişilebilir bir eğitim sistemi oluşturmak gibi birçok hedefe yönelik çalışmalar günden güne yoğunlaşıyor. Sürdürülebilirlik kavramı artık hayatımızın tam ortasına yerleşiyor. Toplumu özellikle sanayinin ve politikacıların öncü olduğu bu dönüşüme ortak etmek de TURMEPA gibi nitelikli sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Çünkü mavi bir gelecek için öncelikle tüm dünya toplumları olarak içinde bulunduğumuz süreci öğrenmek, farkında olmak ve geleceğe hazırlanmak gerekiyor. Bunun için de TURMEPA olarak eğitimlerimiz, farkındalık etkinliklerimiz ve bilimsel projelerimizle toplumumuza denizlerin sürdürülebilir gelecekteki önemini anlatmaya devam edeceğiz.
Çünkü Deniz Varsa Hayat Var!