Gani Müjde: İnsan zekâsıyla hayatını yönlendirip renklendirebilir

Yılların Gani Müjde’si o. Karikatürleriyle, dizi ve film senaryolarıyla, stand-up gösterileriyle bizleri hep güldürdü. Bu sıralar Show TV’deki Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisi çok beğeniliyor. Bu dizinin başarısının sırrından başladık, “Siz de ‘Hayat bildiği gibi gelsin’ diyenlerden misiniz?” diye sormaya devam ettik kendisine…

ÖZDE GÖZLER

Gani Bey, öncelikle gündemdeki son projenizi sormak isteriz. 3 Aralık’ta BKM Mutfak’ta sahneye çıkıyorsunuz. Dergimiz bu gösteriden sonra basılmış olacağı için, bize nasıl bir iş olacağını biraz anlatır mısınız?

Keşke bilsem de size anlatsam… Aslında şirketlerin özel toplantılarında yaptığım konuşmaların bir içeriği vardı, ‘Gülmesini bilmeyen dükkan açmasın’ diye. Ama bu kez farklı bir şey olsun dedim. İsim Şehir Hayvan Bitki serimden benim ve gelenlerin doldurduğu kartlara bakarak bir interaktif söyleşi yapmayı planlıyorum. Örneğin biri şehre Paris yazdı. O zaman Paris’le ilgili bir anımı anlatacağım mesela. Biri Denktaş mı yazdı, onunla ilgili bir anekdot anlatacağım. Böyle böyle gülüp eğleneceğiz işte.

Senaryosunu yazdığınız ‘Gelsin Hayat Bildiği Gibi’ dizisi çok beğeniliyor. Bu dizinin özelliği nedir?

Türk dizi sektörü uzun süredir Kore’lilerin etkisindeydi. Bu ara bir sürü çekik gözlü Türk star oldu ekranlarda, sırf Kore’lilere benziyor diye. Ben hep mesafeliydim bu işlere. “Türk insanının o kadar hikayesi varken ne işimiz var 5.000 km ötede” diyordum, ki Kore’nin yıldızı söndü. Türk öykü ve hikayeleri patladı. Gelsin Hayat Bildiği Gibi de onlardan biri. Kaliteli içeriği, hızlı temposu ile bir televizyon dizisinden çok sinema filmini andırıyor. İnanın bazı bölümlerindeki görsel ve içerik kalitesi birçok Netflix içeriğinden daha başarılı. O yüzden seyirci sevdi, benimsedi.

Siz de ‘Hayat bildiği gibi gelsin’ görüşündeki insanlardan mısınız? Hayatı, zorlukları karşılama şekliniz nasıldır?

Denizciler arasında çok popüler olan bir söz vardır, “Tanrı plan yapan denizcilere çok gülermiş” diye. Hayat bildiği gibi gelebilir ama bazen de çok fena gelir. İnsan zekâsı ile hayatını yönlendirip renklendirebilir. Ben buna inananlardanım. Hayata kafa tutacağız elbet ama bilimin, aklın ışığında…

Bu ülkede çok önemli, kalemi çok özel bir yazar ve senaristsiniz? Yıllar içerisinde kaleminiz nasıl evrimleşti?

Önce karikatürle başladım. Sonra baktım yazmak çok zevkli, yazıya geçtim. Kitaplar, film senaryoları gazete yazıları, tiyatro oyunları, televizyon dizileri derken her birinden bir özellik kaptım. Toplumu siyasetçilerden daha iyi tanıyorum diyebilirim artık. Siyasette bir Sadi Payaslı yaratsam ilk seçimde iktidara gelir. Ama sevmiyorum siyaseti. Halimden memnunum.

Z kuşağı dönemi ve teknoloji devrimiyle birlikte toplumun sosyolojik yapısı, iletişim şekilleri, beğeniler, alışkanlıklar büyük değişimlere uğradı. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Evde iki adet evcilleşmemiş Z kuşağı yaşıyor! Her dakika eleştiriliyoruz anne ve baba olarak. Ama onlar bizi evrimleştiriyor. Ben birçok yaşıtımın bilmediği video oyunlarını, şarkıcıları ve müzik parçalarını biliyorum. Bu da gençleştiriyor, ucundan kıyısından Z kuşağı yapıyor bu yaşta beni.

Sosyal medya dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce topluma ne katıyor, neler götürüyor? Okan Bayülgen gibi bazı isimler çok eleştiriyor, malum. Siz nasıl kullanıyorsunuz sosyal medyayı? 

Sosyal medya hâlâ özgür değil. Bu haliyle eli bağlanmış bir boksör gibi. Yine de birçok ülkede toplumu sarsabiliyor. Çok trol, çok ayrıkotu var belki ama yine de deprem olduğunda ilk oraya bakıyorum. ‘AFAD ne açıklayacak’ diye beklemiyorum. Bu yönüyle tüm kurumları ve kişileri yıpratıcı bir yer sosyal medya.

Sosyal medya hâlâ özgür değil. Bu haliyle eli bağlanmış bir boksör gibi.

Yine sosyal medyayla birlikte birçok genç, yetenekli komedyen ortaya çıktı. Sizin takip ettikleriniz var mı?

Takip ettiklerim, hatta el verdiklerim var içlerinde. Bazıları ile ilgili projeler geliştirdim ama yapımcıları ikna etmekte zorlandım. Hepsi pırlanta gibi. Bu kadar çok stand-up’çının ortaya çıkmasını rüya gibi bir şey olarak değerlendiriyorum. Hepsinin yolu ve mikrofonu açık olsun. 

Yunan radyolarından Anadolu rembetikoları dinliyorum

Medya dünyasına girişiniz karikatürle olmuştu. Bugün pek çok karikatür dergisi kapandı ne yazık ki. Siz günümüzde karikatür dünyasını nasıl buluyorsunuz?

Karikatür ve dergicilik ölmedi elbet ama eski popüler halini kaybetti. Yoksa oralarda hâlâ çok değerli işler yapılıyor. Ama daha az kitleye basım yoluyla ulaşıyor. Yiğit Özgür, sosyal medya olmasaydı bu kadar popüler olamazdı örneğin. Ben bu yüzden basılı alemde ayakta kalmaya çalışan tüm meslektaşlarımın önünde saygı ile eğiliyorum.

Siz daha çok bizleri güldüren bir sanatçı oldunuz hep. Okurlarımızı biraz gülümsetecek, başınıza gelen enteresan bir olayı anlatmak ister misiniz?

Başıma hiç enteresan olay gelmedi desem, güleceksiniz. İşte sorunun cevabı…

Bu ara neler okuyor, neler izliyor, neler dinliyorsunuz?

Tayfun Hoca’nın (Atay) son kitabı ‘Yeryüzüne Ölümü İndirdik Gülüm!’ adlı kitabını okuyorum. The Crown ve Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizilerini izliyorum. Yunan radyolarından Anadolu rembetikolarını dinliyorum sık sık…

Hayat nasıl gidiyor? Eşiniz, çocuklarınız nasıllar? Yeni projeleriniz, hayalleriniz var mı?

Çocuklar yuvadan uçtular maalesef. Okuyorlar. Eşimle baş başa kaldık. Proje bitmez bende, hayal de… Hâlâ ‘65 yaşında tekne ile dünya turu yapacağım’ hayalimi sürdürüyorum. İstanbul’dan taşınma hayalim de var. Az kaldı…

Bir yanıt yazın