3 kişilik çekirdek ailesiyle Antteras’ta yaşayan 36 yaşındaki komşumuz Emre Gençmehmetoğlu, İstanbul’un göbeğinde güzel bir bahçeli evde yaşamayı o kadar istemiş ki, sonunda hayalleri gerçek olmuş. 51 yıldır ihracat yapan bir ailenin üyesi olan Emre Bey’i yakından tanımak için kendisiyle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Emre Bey, öncelikle sizi komşularımızla tanıştırmak isteriz. Kendinizden, ailenizden bahseder misiniz bize biraz?
Tabii… 36 yaşındayım. İstanbul Bilgi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü mezunuyum. 2017 yılının eylül ayında eşim Merve’yle hayatlarımızı birleştirdik. 2021 yılında kızımız Alin’in doğumuyla da, şimdilik 3 kişilik çekirdek ailemizi kurmuş olduk.
Hobileriniz, kişisel zevkleriniz nelerdir? Spor yapar mısınız?
Küçük yaşta geçirmiş olduğum bir rahatsızlık nedeniyle sporun hayatıma girmesi çok erken yaşlarda oldu. Yüzmeyle başlayıp birçok farklı spor dalıyla hem profesyonel hem amatör şekilde ilgilendim. Özellikle yüzme, basketbol ve snowboard dallarında hem yurtiçi hem de uluslararası platformlarda başarılarım oldu. Koyu bir Galatasaraylı olarak çocukluğumdan beri futbola ve ayrıca su sporlarına karşı çok ilgim oluştu, halen devam da ediyor bu ilgim. Adrenalin tutkunu biri olarak özellikle ekstrem sporlar da en büyük merakımdı hep. Ta ki kızım Alin olana kadar!
Seyahat eder misiniz? En sevdiğiniz ülkeler, şehirler hangileridir?
Evet, tabii. Hem işim gereği hem de tatil amaçlı yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerim oluyor. Özellikle işimden dolayı Afrika ülkelerine çok gidiyorum. Fakat en sevdiğim ülkeler dersek, Amerika ve İtalya başı çekiyor diyebilirim. Sonra da Phuket ve Prag geliyor. Daha da çok sıralarım sanırım (gülüyor). Gezmek çok güzel bir sey. Aslında gittiğim her yerden ayrı bir zevk alırım, çünkü gezip gördükçe insanın ufku açılıyor, pek çok yeni şey öğrenip keşfediyorsunuz. Dolayısıyla en sevdiğim diye düşündüğümde, “Şurası” diyerek kısıtlamak istemem. Yeter ki seyahat olsun…
Antteras’a ne zaman, nasıl taşındınız? Burada yaşamak sizin ve aileniz için nasıl bir tecrübe? Ne gibi avantajları var sizin için?
Antteras’a 27 Nisan 2021 tarihinde taşındık. Buraya taşınma hikayemiz gerçekten çok ilginç. Benim aslında her zaman bahçeli bir evde oturma fikrim vardı. Uzun süre de aradım. Fakat İstanbul’da bahçe dediğin zaman maalesef ya şehir merkezinden uzak ya da ortak kullanım alanlarına bahçe diyen projeler karşınıza çıkıyor. Kızım Alin’in dünyaya geleceği haberini aldıktan sonra da dedim ki: “Artık ne olursa olsun bulacağım o bahçeyi.” Bu sırada hem uzun yıllardır can dostum hem de şimdi yan komşum olan Evren Durası’yla konuştuğumuzda, onun burada ev bulduğunu öğrendim. “Başka yer var mı” diye ziyarete geldiğimde de bahçe katı daire kalmamış ama çatı dubleksleri bulunmaktaydı. Satış ofisiyle görüşmeye başladığım zaman bahçe dubleksinin çok mümkün olmadığını ama yine de haber beklememi söylediler. O hafta sonu resmen zaman akmadı. Takip eden pazartesi müjdeli haber geldi ve bize nasip oldu. İstanbul’un göbeğinde, böylesine kullanım rahatlığı olan, elit bir sitede yaşıyor olmak ve aynı zamanda en yakın arkadaşlarımdan biriyle de komşu olmak, günümüz şartlarında bulunmaz bir nimet bence.
Hem lüks bir hayat hem mahalle sıcaklığı… Yani etrafta her türlü ihtiyacınızı giderebileceğiniz yerlerin olması kesinlikle yasam kalitenizi arttıracak bir olanak sağlıyor. Mehmet (Okay) Bey de bu olanaktan faydalanabilmemiz için gerçekten elinden gelen kolaylığı sağladı. Kendisine de buradan bir kez daha şahsen teşekkür etmek isterim.
Ant Yapı’dan daha önce bir yer almış mıydınız ya da tekrar almayı düşünüyor musunuz? Diğer projelerimizi inceleme fırsatınız oldu mu hiç?
Benim daha önce olmadı fakat eşimin ailesinden Ant Yapı projelerinden yerleri olan kişiler var. Benim de Bodrum Anthaven ve burada yeni başlayacak etap için niyetim var kısmetse. Anthaven’ı inceledim, biten etabı gezme fırsatım da oldu, burası için henüz görüşemedim. İnşallah en kısa zamanda görüşme sağlayacağım.
İhracatla meşgul olduğunuzu biliyoruz. Bize biraz işinizden bahseder misiniz?
Aslında ailem 51 senedir ihracatla uğraşıyor. Ben profesyonel hayatıma ilk önce bankacılık sektöründe başlayıp sonrasında farklı şirketlerde yöneticilikle devam ettim. Sonrasında aile şirketinde aktif olmaya başladım. Son 12 senedir Afrika ülkelerine yöneldik. Bu ülkelerde elektrik, enerji, altyapı alanlarında hükümet ihalelerinin tedarikini ve talep olması durumunda uygulamasını da yapmaktayız.
Bugün Türkiye’de ihracat yapmanın avantajları ve dezavantajları neler?
Türkiye’de yaşayanlar için döviz kazancının olması tabii ki en büyük avantaj gibi görünüyor fakat bence global piyasalarda tanınmak, yer edinebilmek, yaptığınız işte de iyi bir referansınız varsa size kazandırabileceği çevre çok daha önemli. Son iki yıldır maalesef hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntılar ve çok fazla değişen fiyatlar, siparişleriniz sırasındaki fiyat politikanızı oldukça etkiliyor. Bu durum özellikle uzun sureli çalışan müşteriler üzerinde zaman zaman negatif etki oluşturabiliyor, bu da sanırım en büyük dezavantajı. Çünkü bence güven, bu işte kazanabileceğiniz en önemli şey.
İhracat yapmayı planlayan gençlere tavsiyeleriniz neler olur?
Klişeleri çok seven biri değilimdir, bu yüzden “Çok çalışmak” demek istemem. Zaten hayatta başarıyı yakalamak istiyorsan çalışmadan olmuyor. Dolayısıyla en büyük tavsiyem, risk almaları olur çünkü farkınız bu şekilde ortaya çıkar. Fakat risk almanın da bir sınırı ve her şeyden önemlisi bir planı olması lazım. Körü körüne geleceği çok olmayacağı belli olan şeyler için alınan riskler ve atılan adımlar, size faydadan çok zarar verir. Dolayısı iyi bir plan, doğru insanlarla çalışmak, yapacakları işe olan inançla birlikte alınan riskler bu sektörde başarılı olmanın anahtarı diyebilirim. Ama her şeyden önemlisi, hiçbir zaman kazanılan paranın hırsına kapılmamak.