RAMAZAN…

Hemen hemen her dinde farklı şekillerde de olsa oruç tutma eylemi bulunmaktadır.

Müslümanların bu yıl nisan ayına denk gelen Ramazan ayında oruç tutarak yeme içme gibi fiziksel dürtülerini kontrol altına aldıkları bu ibadet ile hem bedensel sağlıklarına hem de maneviyatlarına sağladığı olumlu etkiler saymakla bitmez. Oruç tutmanın sağlık açısından faydaları tıp uzmanları tarafından çeşitli açılardan değerlendirilmiş ve pek çok faydası ispatlanmıştır. Gelin, bu faydaları hatırlayalım…

  • Vücudun yağ yakmasını hızlandırır.
  • Mide ve bağırsakları dinlendirir.
  • Zihin fonksiyonlarını güçlendirir.
  • Vücudu daha dayanıklı hale getirir.
  • Cilde parlaklık ve canlılık verir.
  • İnsülin direncinde olumlu etkiler.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Kanseri önler.
  • Alzheimer hastalığını önler.
  • Kalp sağlığını korur.
  • Hücreleri onarır.
  • Yaşlanmayı geciktirir.

Tabii ki fiziksel faydaları yanında psikolojik anlamda da olumlu birçok etkilerinin olduğu da bir gerçektir…

  • Stres ve kaygıdan uzaklaştırır.
  • Öfke kontrolünü destekler.
  • Tahammül gücünü yükseltir.
  • Vicdanı harekete geçirir.
  • Empati kurmaya yardımcı olur.
  • Obsesif bozukluklar azalır.
  • Aile ve dost iletişimleri güçlenir.

Saymakla bitmez; orucun gerek sosyal gerekse psikolojik birçok olumlu etkileri görülmektedir. Ramazan ayının en güzel taraflarından biri de insanın manevi anlamda arınması; günah sayılan davranışlardan kendini koruması, tevazu, merhamet, cömertlik, kardeşlik gibi güzel hasletlerle kalbini donatmasıdır.

Bu arada eskiden Ramazan ayında iftar ile sahur arasında direkler arası Hacivat-Karagöz, gölge, kukla gibi oyunlar, fasıl gibi eğlencelerin yanında sosyal dayanışma anlamında diş kirası, bakkallardan veresiye defteri kapatma gibi yardımlaşmaların olduğu zamanları da unutmamak gerekir.

Tabii ki bir engel olmadıkça, sağlık elverdiği sürece oruç tutulur ama zorlanıp tutamayanlar için bu konuda birçok fıkra vardır, biraz tebessüm adına kısa bir tane paylaşalım istedik:

Bektaşi babalarından birine sormuşlar “Ramazan’da insan açlığa dayanamaz, bayılacak hale gelirse ne yapar” diye. Baba Erenler “Sahurda, dayanabilirsem tutarım, dayanamazsam yutarım, diye niyet etmeli” diye cevaplamış… 

Bu vesile ile malum sebepler içinde zor günler geçiren dünyamıza Ramazan hoşgörüsünün gelmesini, kardeşçe yaşayacağımız kavgasız, savaşsız, barışın hâkim olduğu, herkesin vicdanlı, adil, tahammüllü olacağı huzurlu bir dünya dileklerimizle Ramazan ayınızı ve peşinden gelecek bayramınızı kutlar, esenlikler dileriz.

Bir yanıt yazın