Sürdürülebilir bir gelecek için YEŞİL BİNALAR

Yeni yaşam alanlarımız, yaşadığımız binalar refahtan ödün vermeyen, ama gelecek kuşakların yaşam şansını da riske atmayan, doğayla uyumlu yeşil ve sürdürülebilir kimlikleriyle umudu da yeşertiyor.

İklim krizinin kapıya dayandığını, dünyanın canlıların yaşam alanı bir gezegen olmaktan çıkmasının çok da uzak olmayan bir gelecekte gerçekleşeceğini artık hepimiz biliyoruz. Bu yüzdendir ki sürdürülebilirlik kavramı epeydir gündemimizde.

Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu sürdürülebilirlik kavramını şöyle tanımlıyor: “İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir. Ve sürdürülebilir kalkınma, ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemidir.”

ÇEVREYE KARŞI SORUMLU BİNALAR
Sürdürülebilirlik kavramı hayatın hemen hemen her alanında karşılık bulsa da en somut biçimini aldığı alanlardan biri inşaat sektörü. Yeşil bina ya da sürdürülebilir bina kavramları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaşıyor. Sürdürülebilir binalar, enerji, su ve diğer kaynakları verimli kullanan; kullanıcı sağlığını koruyan ve çalışanların verimliliğini arttıran; atık, kirlilik ve çevresel bozulmayı azaltan binalardır.

Sürdürülebilir binalar ya da yeşil binalar en temel tanımıyla, binanın tasarımından yapım aşamasına, ömrünü tamamladığındaki yıkım aşamasına kadarki tüm süreçleri boyunca çevresel olarak sorumlu ve kaynak verimliliği olan projeler oluşturmak için entegre bir tasarım süreci gerektiriyor.

Canlıların temel yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi ve gelecek nesillere aktarması ancak doğayla dost çözümlerle mümkün.
Canlıların temel yaşamsal faaliyetlerini sürdürmesi ve gelecek nesillere aktarması ancak doğayla dost çözümlerle mümkün.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KRİTERLERİ

Nitekim uluslararası bağımsız kuruluşların kontrolündeki sertifikalandırma kuruluşları arazi seçimi, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç mekân çevresel kalite, bölgesel öncelik ve tasarımda yenilik gibi başlıklarda değerlendirmelerde bulunuyor.

Minimum enerji, su kullanımını azaltma, geri dönüşüm toplama ve tütün dumanı kontrolü gibi zorunlu ön koşulların yanı sıra düşük emisyonlu ürünlerin kullanımı, su tüketiminin azaltılması, enerji verimliliği, toplu taşıma araçlarına erişim, geri dönüştürülmüş içerik, gün ışığı ve yenilenebilir enerji gibi kriterler bir binanın sürdürülebilirlik kriterlerini belirleyen temel öğeler.

SINGAPUR’DAKİ TREE HOUSE’UN 24.638.59 METREKARELİK DİKEY BAHÇESİ, ENERJİDEN TASARRUF EDİP BİNANIN KARBON AYAK İZİNİ AZALTIYOR.


ULUSLARARASI YEŞİL BİNA DEĞERLENDİRME SİSTEMLERİ: LEED–BREEAM VE EDGE

ABD Yeşil Bina Konseyi tarafından 2000 yılında kurulan sertifika sistemi “LEED” (Leadership in Energy and Environmental Design / Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik), dünyadaki saygın sertifika kuruluşlarından biri ve ülkemizde de yaygın bir ağa sahip.

LEED sistemi, tasarım sürecinden başlayarak binanın tamamlanmasına kadar devam eden, uzun bir süreç. Bu süreç de birden çok disiplini ilgilendiren konuları kapsıyor.

LEED sisteminde binalar 9 alt başlık altında incelenip değerlendiriliyor: Entegre Süreç, Konum ve Ulaşım, Sürdürülebilir Arazi, Su Verimliliği, Enerji ve Atmosfer, Malzemeler ve Kaynaklar, İç Mekân Yaşam Kalitesi, İnovasyon ve Yerel Önem Sırası.

Anthill, Türkiye’nin ilk BREEAM yeşil bina sertifikalı rezidans projesi. Avustralya’daki Council House 2 , dünyadaki yeşil bina örneklerine ilham veren bir proje.
Anthill, Türkiye’nin ilk BREEAM yeşil bina sertifikalı rezidans projesi. Avustralya’daki Council House 2 , dünyadaki yeşil bina örneklerine ilham veren bir proje.

Her bir alt başlığın altında önkoşullar ve kredi tanımları yer alıyor. Öncelikle ön koşullara uygunluk sağlanması gerekiyor; sonrasında da her bir kredi altındaki puanlar toplanıyor. Proje bu alt başlıklarda aldığı puanlara göre Sertifikalı, Gümüş, Altın veya Platin düzeyinde ödüllendiriliyor.

LEED başlıkları kapsamında, toplu taşımanın ve alternatif ulaşım sistemlerinin özendirilmesi, su tasarrufu ve suyun verimli kullanılması için birtakım metotların uygulanması, tasarımın ve sistem seçiminin enerji verimliliğinin arttırılması yönünde yapılması, iç hava kalitesinin arttırılması ve kontrolü, insan sağlığına zararlı uçucu maddelerin, sigara dumanının engellenmesi ve iç ortamdan uzaklaştırılması, günışığından faydalanma gibi konular değerlendirilip puanlanıyor.

DÜNYANIN İLK SERTİFİKASYON SİSTEMİ

Binaların sürdürülebilirliğini değerlendiren, derecelendiren ve belgelendiren dünyanın ilk değerlendirme sistemi “BREEAM” (Building Research Establishment Environmental Assessment Method) ise birçok yeşil bina sertifikasyon sisteminin temelini oluşturdu.

1990 yılında İngiltere’de kurulan BREEAM, tasarım, şartname, yapım ve işletme yoluyla binaların çevresel performansı için en iyi uygulama standartlarını belirliyor. Günümüzde 77 ülkede kullanılan bir sertifika sistemi.

BREEAM, yönetim, enerji, ulaşım, malzeme ve atık kategorileri ve kirlilik için ödüller veren çok özellikli derecelendirme sistemidir. BREEAM başvuru ve sertifikasyon sistemi, ön değerlendirme, üçüncü taraf danışmanlık rehberliği ve yalnızca İngiltere’de 1000’in üzerinde bir değerlendirme organizasyonu ve onay süreciyle çok katmanlı bir süreç olarak işliyor.

BREEAM değerlendirme süreci performans kriterleri dayalı hedeflere karşı bir gelişmenin tedarik, tasarım, yapım ve işletimini değerlendirir. Değerlendirmeler, bağımsız, lisanslı değerlendiriciler tarafından gerçekleştiriliyor.

BREEAM, enerjiden ekolojiye kadar değişen bir dizi kategoride sürdürülebilir değeri ölçüyor. Bu kategorilerin her biri, düşük etkili tasarım ve karbon emisyonlarının azaltılması, tasarımın dayanıklılığı ve direnci, iklim değişikliğine adaptasyon ve ekolojik değer ve biyoçeşitliliğin korunması gibi en etkili faktörleri odağına alıyor.

BREEAM değerlendirmeleri; Enerji, Sağlık ve İyi Hal, İnovasyon, Arazi Kullanımı, Malzemeler, Yönetim, Kirlilik, Ulaşım, Atık, Su kriterlerini düzenli olarak takip ediyor. Proje bu alt başlıklarda topladığı puanlara göre Outstanding, Excellent, Very Good, Good, Pass düzeyinde ödüllendirilir.

Anthill’in Türkiye’nin ilk BREEAM yeşil bina sertifikalı rezidans projesi olduğunu, ÇEDBİK’in yeşil bina sertifikasının ilk kez Antteras’a verildiğini de buraya not düşelim.

EVRENSEL TANIM, TİCARİ ÇEKİCİLİK

Dünya Bankasının bir kuruluşu olan IFC (International Finance Corporation) tarafından geliştirilen ‘EDGE (“Excellence in Design for Greater Efficiencies) sistemi bir yazılım uygulaması, uluslararası bir standart ve yeşil bina sertifikasyon sistemi. EDGE, gelişmekte olan ülkelerde yeşil yapıların artması için hızlı, kolay ve uygun maliyetli çözümler sağlıyor.

IFC tarafından geliştirilen sistem, karar alıcılara kendi bölgeleri bağlamında yeşil tasarım için en uygun maliyetli seçenekleri belirleme imkânı veriyor. Bu durum da kaynakların verimli kullanılmasını sağlayarak ilgili yatırımın ticari çekiciliğini arttırmasını beraberinde getiriyor.

EDGE standardı, yeşil bina için evrensel bir tanım sunuyor. Yapılan araştırmalara göre yeşil binaların risk profilleri daha düşük. Diğer bir deyişle daha hızlı ve değerinden ödün vermeden satılıyorlar ve daha yüksek kira getirilerine sahipler. Bu da tüm piyasa oyuncularının giderek yüksek performanslı binaları tercih etmesine neden oluyor. Bu kazançlı döngü, yatırımcı, yüklenici ve son kullanıcı arasındaki kalıplaşmış engelleri kırarak, kaynakları verimli kullanan bina sayısını arttıracak şekilde ortak çıkarlarda buluşulmasını da beraberinde getiriyor.

EDGE sertifikası ayrıca IFC tarafından sürdürülebilir binalar kapsamında sağlanan uluslararası finansal destekler açsından da önemli bir kriter.

YEŞİL BİNA SERTİFİKASYONU NEDEN ÖNEMLİ?

Herhangi bir değerlendirme sistemi aracılığıyla belgelendirme, projenin yeşil doğasının doğrulanmasını sağlar ve daha sürdürülebilir bir bina oluşturma süreci boyunca mal sahipleriyle tasarım ve inşaat ekipleri için değerli bir eğitim ve pazarlama aracına dönüşür. Yeşil bina sertifikasyonu, müşteriler, proje sahipleri, tasarımcılar ve kullanıcılar için sürdürülebilir inşaat uygulamalarını geliştirmenin ve tanıtmanın teşvik edici bir yolu olabilir. Elbette bir binanın sürdürülebilir ve iyi inşa edilmiş olması için onaylanması şart değildir. Ama önemli bir teşvik nedenidir.

Değerlendirme sistemleri aynı zamanda hangi yeşil standartların takip edilmesi gerektiğini ve inşaat şartnamelerine ne tür yeşil ürünlerin dahil edileceğini açıkça ortaya koyarak şeffaflık sağlamaktadır.