Son Yılların Gözde Rotası, Eskişehir

Siz hâlâ Eskişehir’e gitmediniz mi? Daha önce gezmiş bile olsanız, lületaşının merkezi bu kentte o kadar çok görülecek yer var ki… Kesinlikle birkaç defa gidilmeyi hak ediyor.

Eskişehir, Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri arasında. Üniversitesi, kent dokusu ve gidilecek yerleriyle sakinleri burayı asla bırakmak istemiyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in katkıları da Eskişehir’in turistler için bir cazibe noktası olmasını güçlendiriyor. Bisikletli sayısı çok, yeşil alanlar, parklar çok… Öğrencileriyle her zaman canlı, Eskişehir her zaman gidilesi. Toplu taşıma olanakları mükemmel. Kesinlikle birkaç defa gitmeye değer…

UNUTULMAZ ODUNPAZARI GEZİSİ

Gezecek o kadar çok yer var ki! Nereden başlasak? İsterseniz tarihi Odunpazarı Evleri’ni öne alalım. Buradaki evler Osmanlı sivil mimarisinin en güzel örnekleri. Türkmen etkileri de görülüyor. Birbiri ardına sıralanan dünyaca ünlü bu evler, en çok yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Yakın zamanlarda restore edilen evler konaklama amacıyla olduğu gibi butik otel, kafe, restoran, müze ve hediyelik eşya dükkânları olarak da hizmet veriyor. Ara sokaklara saptığınızda göreceğiniz küçük lokantalarda çiğbörek ve met helvası yemenizi tavsiye ederiz. 

Odunpazarı Evleri’nin yakınında bulunan Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, 2007 yılından beri hizmet veriyor. Türkiye’nin ilk cam müzesi burası… Çoğunlukla yerli sanatçıların eserleri var ama yabancı sanatçıların işleri de eksik değil. 

Odunpazarı’nda Yılmaz Büyükerşen tarafından açılan Balmumu Müzesi de bulunuyor.

Lületaşı Eskişehir’in simgesi olan bir maden ve dünyada sadece bu şehirde çıkarılıyor. Rivayete göre bir köstebeğin yol göstermesiyle bulunmuş. Lületaşı Müzesi, Odunpazarı Kurşunlu Külliyesi içinde. Valilik tarafından 1998’den bu yana başlatılan lületaşı festivalleri, yarışmaları ve sergilerindeki eserler satın alınarak 2008 yılında müzenin açılmasını sağlamış. 

Müzeden bahsetmişken içinde yer aldığı Kurşunlu Camisi ve Külliyesi’nden de söz edelim. Döneminde Kanuni Sultan Süleyman’ın vezirlerinden Çoban Mustafa tarafından 1525’te yaptırılmış. Külliye içinde yedi farklı birim bulunuyor: Tabhane, Kervansaray, Şadırvan, Aşevi, Cami, Medrese, Sıbyan Mektebi ve İmaret. Kervansaray’da alışveriş de yapabilirsiniz.

Odunpazarı’nın görmeye değer bir başka camisi de var: Alaeddin Camisi, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde 1267 yılında Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış. Daha sonra cami üzerinde değişiklikler yapılmış, Selçuklu özelliklerini yitirmiş. Etrafında Alaeddin Parkı adıyla anılan yeşil bir alan var. 1944-1951 yılları arasında müze olarak kullanılan cami, bu tarihten itibaren tekrar onarılarak ibadete açılmış.

Odunpazarı’nda çeşitli müzeler bulunuyor. Odunpazarı Evleri civarındakiler dışında, bir başka alışveriş alanı da Atlıhan El Sanatları Çarşısı. 1850 yılında bölgeye gelenlerin hem kendilerinin hem de atların konaklaması için yapılmış. Sonra içindeki çay ocağına gelen Eskişehirlilerle dönemin tüm sosyal, siyasi ve ekonomik gündeminin oluştuğu yer haline gelmiş. 20. yüzyılın ikinci yarısında harabeye dönmüş. 2006 yılında ise orijinal mimarisine uygun olarak restore edilip Atlıhan El Sanatları Çarşısı adını almış. 

768 metrekarelik alanda yer alan yapıda diğer el sanatları ürünlerinin yanı sıra lületaşı da üretiliyor ve satılıyor.

Odunpazarı’ndaki Eskişehir Şelale Parkı, şehrin en göz alıcı ve en büyük parklarından bir tanesi. 38.000 metre kare alana sahip… Bu parka adını veren şelale ise yapay olmasına rağmen güzelliğiyle etkileyici ve yaklaşık 1.400 metre kare kadar büyüklükte. Şelalenin yanı sıra çocuk oyun alanı, spor alanı, yürüyüş yolları ve manzaranın tadını çıkarabileceğiniz seyir terası bulunuyor. 

Cumhuriyet döneminin Eskişehir’deki en eski binalarından biri olan ve Mimar Kemaleddin tarafından inşa edilen Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Müzesi’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öyküsü belgelerle yer alıyor. 1994’te açılmış olan müzede, Türkiye’nin kuruluşunu anlatan 130 fotoğraf, Mustafa Kemal Atatürk’ün çeşitli dönemlerine ait 51 portresi bulunuyor.


ESKİŞEHİR’İN PARKLARI…

Bilim ve Sanat Parkı, diğer adıyla Sazova Parkı, Eskişehir’in en büyük yeşil alanı. Eğlence dolu bu alan toplamında 400.000 metrekare boyutunda. Parkta farklı bölümler bulunuyor. Masal Şatosu bunlardan en ünlü olanı. Bu şato sadece çocukların değil yetişkinlerin de ilgisini çekiyor. İçerisinde özel rehberli turlar düzenleniyor. Şatonun her kulesinde farklı bir tarihe şahit olacaksınız.

Parkta bulunan ve turistler tarafından çok sevilen diğer bir bölüm de Sabancı Uzay Evi. 360 derecelik cam kubbede çeşitli sunumları ve şovları izleyebilirsiniz. Korsan Gemisi bölümüne giderek geminin içerisini gezebilirsiniz. Tüm kamaralarına girebilir, kaptan köşküne çıkabilir ve inip zindanlara bakabilirsiniz. 

Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri bölümünde ise Türkiye’de bulunan muhteşem yapıların mini hallerini görebilirsiniz.

Sazova Parkı’nın içerisinde bulunan Hayvanat Bahçesi 2017 yılının Mayıs ayında açılmış. Bu kadar kısa bir süre içerisinde turistlerin gözde mekânları arasında yerini almayı başarmış. 240’tan fazla farklı türe ev sahipliği yapıyor. Bahçe içinde Japon Bahçesi, ETİ Sualtı Dünyası ve Papağan Evi bulunuyor. Bahçede dolaşmak yaklaşık 2,5 saat tutuyor. 

Porsuk Çayı’nın kenarında konumlanan Kentpark, Türkiye’nin ilk yapay plajına ev sahipliği yapıyor. Havaların sıcak olduğu bir zamanda Eskişehir turu yapmak isterseniz eğer bu havuza girmenizi tavsiye ederiz. Havuzun aileler için ayrı bir bölümü bulunuyor. Ailecek gelenler burada havuza girebilirler. Park içerisindeki gölete bakmanızı da öneririz. Gölette renk renk balıklar bulunuyor. Ayrıca Porsuk Çayı kenarında bulunan TÜLOMSAŞ fabrikasının bahçesinde Türkiye’nin ilk ve tek yerli otomobili olan Devrim Otomobili’ni görebilirsiniz.

Sakarya Irmağı’nın bir kolu olan Porsuk Çayı Eskişehirliler için büyük bir öneme sahip. Havaların güzel olduğu zamanlarda bu çayda gondol turları düzenleniyor. Eskiden çok harap ve kötü bir görünüme sahip olan çay kıyısı çeşitli düzenlemeler sonucunda temiz ve şirin bir görünüme kavuşmuş. 

Kanlıpınar Göleti’nin yanında bulunan Şehr-i Derya Parkı, 2012 yılında ziyaretçilerin hizmete açılmış. Gölet içerisinde küçük teknelerle gezintiler yapabileceğiniz gibi yeşillik alanlarda da piknik yapıp dinlenebilirsiniz. Gölet 120 bin metrekare bir alanı kaplıyor. Küçük yapay şelaleler ve yeşil alanları ile kendinizi doğanın içinde hissedeceksiniz. Parkın tamamı 1 milyon metrekare bir alana sahip. Bu büyük alanın 150 metrekarelik bir alanı düzenlenmiş. Park turistlerin gözde mekânları arasında bulunuyor.


VE DAHASI…

Eskişehir’in Sivrihisar bölgesinde yer alan Frig Vadisi de görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Frigyalıların 3000 yıl önce kayaları oyarak yaptıkları evleri ve büyük anıtları burada görebilirsiniz. Ayrıca vadi son yıllarda balon turizmiyle sık sık gündeme geliyor. Vadide Aslanlı Mabet, Gerdekkaya ve Himmet Baba Türbesi gezilecek yerler arasında.

Seyitgazi ilçesinde yer alan Battal Gazi Külliyesi de bir ziyaret noktası. Külliye tam 16 bölümden oluşuyor: Zikir Odası, Kırklar Odası, Halife Meydanı, Ekmek Evi, Aşevi, Bektaşi Dergâhı, Çoban Baba Türbesi, Semahane, Çilehane, Kesikbaşlar Türbesi, Mihaloğlu Ahmed ve Mehmed Beylerin kabirleri, Seyyid Battal Gazi Türbesi, Ayni Ana, Ümmühan Hatun Türbesi ve mescitler…

Eski zamanlarda şehrin meyve-sebze hali olarak kullanılan ama sonrasında restore edilip gençlik merkezi olarak hizmet veren Haller Gençlik Merkezi, Espark Alışveriş Merkezi‘nin yakınlarında Bağlar bölgesinde yer alıyor. Gençlik merkezinin içerisinde çeşitli hediyelik eşya satan dükkanlar, kafeler ve restoranlar bulunuyor. 

Şehirde gezilmesi gereken bir başka farklı müze de Seramik Park içerisinde yer alan Ahşap Eserler Müzesi. 2016 yılında hizmet vermeye başlayan müzede dünyada üçüncü, Türkiye’de ise ilk olarak düzenlenen Uluslararası Ahşap Festivali için yapılmış eserler sergileniyor. Müzede 200’den fazla sanatçının elinden çıkmış eserleri inceleyebilirsiniz.

Taşbaşı, Eskişehir’de özellikle yerli halkın alışverişlerinde tercih ettiği yerlerden biri. Şehrin tam merkezinde yer alan bu çarşıdaki dükkanlar klasik Anadolu çarşıları tarzında en fazla iki katlı yapılardan oluşuyor. Çarşı; kuyumcular, aktarlar, kumaşçılar gibi çeşitli sokaklara ayrılmış durumda. Hamamyolu Caddesi, İki Eylül Caddesi, Reşadiye Camii gibi kentin ana arterlerinden birçoğu bu çarşının çevresinde sıralanıyor. Burası daha ziyade Eskişehirlilerin alışveriş alışkanlıklarını gözlemlenebileceği güzel bir Anadolu çarşısı.

Eskişehir’in bir başka zenginliği de yeraltı suları… Termal su, tarih boyunca medeniyetler tarafından yaygınlıkla kullanılmış. Şehrin merkezinde ve birçok ilçesinde seçenekler çok! İl yüzeyine geniş olarak yayılmışlar. Porsuk Nehri’nin kollarının yanında soğuk ve sıcak yeraltı suları bulunuyor. Günyüzü Çardak Kaplıcası’nın termal suyu, Türkiye’nin en önemli maden suyuna kaynaklık ediyor. Hasırca ve Sakarıılıca da değerli kaynak suları sağlıyor. Bu suları besleyen birçok kaplıca ve hamam mevcut.

Eskişehir’i tam merkezinde yer alan ve araç trafiğine kapalı olan İki Eylül Caddesi sahip olduğu yapı itibariyle İstiklal Caddesi’ni andırıyor. İki önemli tramvay hattının kesişim noktası olan bu caddede restoranlar, çok katlı mağazalar ve çeşitli dükkanlar yer alıyor. Caddenin bir ucunda Porsuk Çayı’nın da olduğu Adalar Bölgesi bulunuyor.

Eskişehirspor taraftarları da ünlü. Öyle ki bandoları bile var!

Eskişehir gezisinden unutulmaz anılarla döneceksiniz.


ESKİŞEHİR TARİHİ

Özellikle Bizans Devri’nde önem kazanan kentte, bugünkü adıyla Şarhöyük ören yerinin antik Dorylaion şehri olduğu saptanmış. Aramızdan ayrılan Muhibbe Darga’nın başlattığı kazılar devam ediyor. Burada şimdilik Tunç Çağı’na dek giden sürekli bir yerleşim olduğu biliniyor.

Dorylaion Bizans’ın Selçuklulara karşı korunmasında büyük rol oynamış, ama Selçuklu Sultanı’nın Bizans İmparatoru Manuel Komnenos’u yenmesinden sonra bölge Selçuklu egemenliğine geçmiş.

Bundan sonra uzun zaman terk edilen Dorylaion harabelerinin güneyinde yeni bir şehir kurulmuş. Bu sit alanına Eskişehir isminin verildiği ve günümüze dek böyle geldiği düşünülüyor.